اَلْحَدَدُ [el-ḩaded] (fethateynle) Defʹ ve menʹ eylemek maʹnâsınadır, حَدٌّ [ḩadd] gibi; yukâlu: دُونَ مَا سَأَلْتَ عَنْهُ حَدَدٌ أَيْ مَنْعٌ Kâle fi’l-Esâs: مَالِي عِنْدَهُ حَدَدٌ أَيْ بُدٌّ Ve
حَدَدٌ [ḩaded] Darılmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: حَدَّ عَلَيْهِ حَدَدًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا غَضِبَ عَلَيْهِ Pes حَدٌّ [ḩadd] idgâmla ve fekk ile istiʹmâl olunur. Ve bâtıl ve beyhûde maʹnâsına istiʹmâl olunur ki ehl-i rüşdü irtikâbdan menʹ eder ve minhu yukâlu: دَعْوَةٌ حَدَدٌ أَيْ بَاطِلَةٌ وَخَبَرٌ حَدَدٌ أَيْ بَاطِلٌ كَاذِبٌ Ve
حَدَدٌ [Ḩaded] Arz-ı Teymâ’da bir dağın ve Kelb kabîlesi diyârında bir arzın ismidir.
اَلْحَدَدُ [el-ḩaded] (fethateynle) Mâniʹ olan nesne, menʹ gibi fethateynle; yukâlu: مَا لِي عَنْ هَذَا الْأَمْرِ حَدَدٌ أَيْ بُدٌّ Ve
حَدَدٌ [ḩaded] Harâm maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَعَاذَ اللهِ قَدْ حَدَّ اللهُ ذَلِكَ عَنَّا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı