el-ḩašer ~ اَلْحَثَرُ

Kamus-ı Muhit - الحثر maddesi

اَلْحَثَرُ [el-ḩašamp;er] (ḩâ’nın ve šamp;â-yı müsellesenin fethiyle) Bedende hurde hurde sivilceler çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَثِرَ الْجِلْدُ حَثَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا بَثِرَ Ve gözün kapağında kezâlik kızıl kızıl sivilceler peydâ olmak, ʹalâ-kavlin ağrıdan nâşî kapaklar gılzatlanıp huşûnet bulmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَثِرَتِ الْعَيْنُ إِذَا خَرَجَ فِي أَجْفَانِهَا حَبٌّ حُمْرٌ أَو غَلُظَتْ أَجْفَانُهَا مِنْ رَمَدٍ Ve bir nesne gılzatlanıp dahâmet peydâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَثِرَ الشَّيْءُ إِذَا غَلُظَ وَضَخُمَ Ve bal ve pekmez makûlesi mütegayyir olmağa yüz tutmakla dâne dâne olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَثِرَ الْعَسَلُ إِذَا تَحَبَّبَ لِيَفْسُدَ Ve bolalmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَثِرَ الشَّيْءُ إِذَا اتَّسَعَ Ve

حَثَرٌ [ḩašamp;er] Bir nesnenin عَكَرٌ [ʹaker]ine ve tortusuna denir; yukâlu: مَا أَكْثَرَ حَثَرُ الزَّيْتِ أَيْ عَكَرُهُ Ve misvâk ağacının yemişine denir, بَرِيرٌ [berîr] gibi. Ve حَثَرُ الْعِنَبِ [ḩašamp;eru’l-ʹineb] henüz pek ve ekşi olan üzüm koruğuna denir. Ve salkımın yenice zuhûr eden dânesine denir. Ve bir nevʹ kırmızı mantarlara denir ki kumsal yerlerde biter, geriden toprak kümesi zann olunur, kazılıp açıldıkta kumluk altında görünür. Müfredi حَثَرَةٌ [ḩašamp;eret]tir hâ’yla.

Vankulu Lugatı - الحثر maddesi

اَلْحَثَرُ [el-ḩašamp;er] (fethateynle) Göz kapağında sivilce çıkmak; yukâlu: حَثِرَتْ عَيْنُهُ يَحْثَرُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا خَرَجَ فِيهَا حَبٌّ أَحْمَرُ Ve pekmez bitip dâne dâne olmak; yukâlu: حَثِرَ الدِّبْسُ Ve bedende sivilce çıkmağa dahi derler; yukâlu: حَثِرَ الْجِلْدُ إِذَا بَثُرَ Ve بَثْرٌ [bešamp;r] bâ-i muvahhade ve šamp;â-i müsellese ile sivilcedir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı