el-ḩadîḵat ~ اَلْحَدِيقَةُ

Kamus-ı Muhit - الحديقة maddesi

اَلْحَدِيقَةُ [el-ḩadîḵat] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) Sulu, ağaçlı bâgçeye denir; cemʹi حَدَائِقُ [ḩadâ΄iḵ]tir. ʹAlâ-kavlin hurmâ ve sâ΄ir ağaçlık olan bostâna denir. Yâhûd etrâfı duvar ile muhât olan bostâna denir. Yâhûd hurmâlık kıtʹasına denir. Mecmûʹu حَدَقَةٌ [ḩadeḵat]-ı ʹayn’dan me΄hûzdur; yukâlu: رَأَيْتُهُ فِي الْحَدِيقَةِ أَيِ الرَّوْضَةِ ذَاتِ الشَّجَرِ أَوِ الْبُسْتَانِ مِنَ النَّخْلِ وَالشَّجَرِ أَوْ كُلُّ مَا أَحَاطَ بِهِ الْبِنَاءُ أَوِ الْقِطْعَةُ مِنَ النَّخْلِ Ve

حَدِيقَةٌ [Ḩadîḵat] Aʹrâz-ı Medîne’den bir karye adıdır. Ve

حَدِيقَةُ الرَّحْمَنِ [Ḩadîḵatu’r-Raḩmân] Yemâme’de Museylemetu’l-Kežžâb’ın bir bostânı adıdır. Onun yanında katl olunmakla حَدِيقَةُ الْمَوْتِ [Ḩadîḵatu’l-Mevt] ıtlâk eylediler. O melʹûn kendi nefsine rahmân ile tesmiye eylemişti.

Vankulu Lugatı - الحديقة maddesi

اَلْحَدِيقَةُ [el-ḩadîḵat] (ḩâ’nın fethi ve dâl’ın kesri ve meddiyle) Şol bâgçedir ki içinde eşcârı ola. Ve kâle taʹâlâ: ﴿وَحَدَائِقَ غُلْبًا﴾ (عبس، 30) Ve غُلْبٌ [ġulb] ağaçları birbirine sarmaşan bâgçedir. Ve baʹzılar eyitti: حَدِيقَةٌ [ḩadîḵat] şol bostâna derler ki etrâfında dîvârı ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı