اَلضَّحْوُ [eḋ-ḋaḩv] ve
اَلضَّحْوَةُ [eḋ-ḋaḩvet] (ḋâd’ların fethi ve ḩâ’ların sükûnuyla) ve
اَلضَّحِيَّةُ [eḋ-ḋaḩiyyet] (عَشِيَّةٌ [ʹaşiyyet] vezninde) İrtifâʹ-ı nehâr maʹnâsınadır. Baʹdehu hulûl ve zarfiyyet ʹalâkasıyla o vakte ıtlâk olundu ki genç kuşluk taʹbîr olunur, şemsin henüz ufuktan kalkıp yenice yayıldığı vakttir ki salât-ı işrâk hengâmıdır. Ondan sonra ضُحَى [ḋuḩâ] ıtlâk olunur ḋâd’ın zammı ve elifin kasrıyla ki kaba kuşluk taʹbîr olunur. Ve ondan sonra ضَحَاءٌ [ḋaḩâ΄] ıtlâk olunur ḋâd’ın fethi ve elifin meddiyle ki nısf-ı nehâra karîb vaktten ʹibârettir, ıstılâhımızda koca kuşluk taʹbîr olunur. Ve ضُحَى [ḋuḩâ] lafzı ki ḋâd’ın zammı ve elifin meddiyledir, mü΄ennes ve müzekker olur. Ve musaggarında ضُحَيٌّ [ḋuḩayy] denir hâ’sız; tekûlu: جِئْتُهُ ضَحْوًا وَضَحْوَةً وَضَحِيَّةً أَيِ ارْتِفَاعَ النَّهَارِ يَعْنِي وَقْتَهُ ve tekûlu: جِئْتُهُ ضُحَيَّ أَيْ فُوَيْقَ الضَّحْوِ ve tekûlu: جِئْتُهُ ضَحَاءً إِذَا كَرَبَ انْتِصَافُ النَّهَارِ
اَلضَّحْوَةُ [eḋ-ḋaḩvet] (ḋâd’ın fethi ve ḩâ’nın sükûnuyla) Gündüzün evveline derler ki tulûʹ-ı şemsin ʹakibince olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı