eṯ-ṯâ΄if ~ اَلطَّائِفُ

Kamus-ı Muhit - الطائف maddesi

اَلطَّائِفُ [eṯ-ṯâ΄if] Şehrin subaşısına ıtlâk olunur; yukâlu: أَخَذَهُ الطَّائِفُ أَيِ الْعَسَسُ Ve

طَائِفٌ [Ṯâ΄if] Kabîle-i Šaḵîf’in vilâyeti ismidir ki Mekke-i mükerreme’den iki merhalededir; bir vâdîde vâkiʹ olmuştur. En evvel binâ olunan karyesi Luḵaym ve en sonrası Vehṯ’tır. Vech-i tesmiyesinde baʹzılar dediler ki Nuḩ ʹaleyhi’s-selâm tûfânında arz-ı mezbûre suyun yüzünde devr ve tavâf eylediğine mebnîdir, ʹalâ-kavlin Cibrîl ʹaleyhi’s-selâm arz-ı mezkûreyi refʹ edip Kaʹbe’yi tavâf ettirdi. Yâhûd fi’l-asl arz-ı Şâm’dan olup Hazret-i İbrâhîm ʹaleyhi’s-selâm duʹâsıyla rabbü’l-ʹizzet cellet kudretuhu arz-ı Ḩicâz’a nakl eyledi. Yâhûd şehr-i merkûmun arzına Vecc ıtlâk olunur idi; selefte Ḩaḋremevt sükkânından Ṡadif cemâʹatinden bir kimsenin ʹuhdesine dem terettüb eylemekle Ḩaḋremevt’ten firâr ve arz-ı merkûmede mütemekkin Mesʹûd b. Muʹattib nâm kimseye ilticâ ve tereddüd edip merkûm be-gâyet mâl-dâr olmakla sizlere dahl ve hücûm-ı ʹArabdan hısn ve penâh olacak bir طَوْفٌ [ṯavf] yaʹnî bir hisâr binâ eylesem münâsib olmaz mı diye su΄âl eyledikte Mesʹûd ve ehl-i kabîlesi istihsân eylemeleriyle belde-i mezbûre sûrunu bünyâd ve içine tedrîcî hâneler tarhıyla âbâd eyledi. Burada طَوْفٌ [ṯavf] طَائِفٌ [ṯâ΄if] maʹnâsınadır ki etrâfı ihâta eden hisâr murâddır. Ve

طَائِفُ الْقَوْسِ [ṯâ΄ifu’l-ḵavs] Yay hânesine, ʹalâ-kavlin yayın bağrından yay tutanın zirâʹı kemiğine doğru yakın olan yerine denir yâhûd yayın köşesinde olan eğriden bericeye denir; iki tarafına طَائِفَانِ [ṯâ΄ifân] denir. Ve

طَائِفٌ [ṯâ΄if] Harman dövmek için birbirine bağladıkları öküzlerin cümleden taşra olanına ıtlâk olunur ki tavâfı meydânlı olur; هَادِي [hâdî] mukâbilidir.

Vankulu Lugatı - الطائف maddesi

اَلطَّائِفُ [eṯ-ṯâ΄if] (yâ’nın kesriyle) عَسَسٌ [ʹases] ki gece ile şehri dolaşır. Ve

طَائِفٌ [ṯâ΄if] Kabîle-i Šaḵîf’in vilâyetidir. Ve

طَائِفٌ [ṯâ΄if] Yay hânesine dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı