eṯ-ṯâ΄ir ~ اَلطَّائِرُ

Kamus-ı Muhit - الطائر maddesi

اَلطَّائِرُ [eṯ-ṯâ΄ir] Vech-i mezkûr üzere طَيْرٌ [ṯayr]ın müfredidir; ve minhu’l-meselu; yukâlu: ḣفُلاَنٌ سَاكِنُ الطَّائِرِḢ أَيْ وَقُورٌ Gûyâ ki başına bir kuş konmakla kemâl-i temkîn ü vakârından nâşî onu cemâd zannıyla mütevvahhiş olmaz; ve yukâlu: طَارَ طَائِرُهُ إِذَا غَضِبَ كَمَا يُقَالُ ثَارَ ثَائِرُهُ Ve

طَائِرٌ [ṯâ΄ir] Dimâga ıtlâk olunur; yukâlu: مَا فِي عُشِّ رَأْسِهِ طَائِرٌ أَيْ دِمَاغٌ Ve insânın teyemmun ve teşe΄΄üm eylediği şey΄e ıtlâk olunur. Fi’l-asl aʹrâb bir umûra mübâderetlerinde إِطَارَةٌ [iṯâret]-i tayr eder olup eğer sağ tarafa doğru uçarsa tefe΄΄ül ve sol tarafa uçarsa teşe΄΄üm ederler idi. Baʹdehu mutlakan teyemmün ve teşe΄΄üm eyledikleri nesnede istiʹmâl eylediler. Kâle’ş-şârih ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿أَلاَ إِنَّمَا طَائِرُهُمْ عِنْدَ اللهِ﴾ ve kavluhu taʹâlâ: ﴿قَالَ طَائِرُكُمْ عِنْدَ اللهِ﴾ ; ﴿قَالُوا طَائِرُكُمْ مَعَكُمْ﴾ الآية Ve

طَائِرٌ [ṯâ΄ir] Hazz ve baht ve nasîbe ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ وَافِرُ الطَّائِرِ أَيْ الْحَظِّ Ve hükm-i kazâ΄ vü kader ile insânın ʹuhdesine ilzâm ve taklîd olunan hayr ve şerr ʹamele ıtlâk olunur. Kâle’ş-şârih ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَكُلَّ إِنْسَانٍ أَلْزَمْنَاهُ طَائِرَهُ فِي عُنُقِهِ﴾ أَيْ عَمَلَهُ الَّذِي طَارَ عَنْهُ مِنْ خَيْرٍ وَشَرٍّ Ve “nahnu kasemnâ” matbahından muʹayyen olan rızk ve rûzîye ıtlâk olunur. Ve

طَائِرٌ [Ṯa΄ir] Ḵatâde b. Cerîr es-Sedûsî nâm kimsenin feresi ismidir.

Vankulu Lugatı - الطائر maddesi

اَلطَّائِرُ [eṯ-ṯâ΄ir] Kuş, murg maʹnâsına. Ve

طَائِرُ إِنْسَانٍ [ṯâ΄iru insân] İnsânın şol ʹameline derler ki boynuna lâzım kılınmış ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı