اَلْفَارِدُ [el-fârid] ve
اَلْفَرْدُ [el-ferd] (سَرْدٌ [serd] vezninde ki zikr olundu). Ve
اَلْفَرَدُ [el-fered] (جَبَلٌ [cebel] vezninde) ve
اَلْفَرِدُ [el-ferid] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلْفَرُدُ [el-ferud] (نَدُسٌ [nedus] vezninde) ve
اَلْفُرُدُ [el-furud] (عُنُقٌ [ʹunuḵ] vezninde) ve
اَلْفَرْدَانُ [el-ferdân] (سَحْبَانُ [saḩbân] vezninde) ve
اَلْفَرِيدُ [el-ferîd] (حَلِيمٌ [ḩalîm] vezninde) ve
اَلْفَرُودُ [el-ferûd] (قَبُولٌ [ḵabûl] vezninde) Cümlesi yalnız, münferid maʹnâsınadır. Ve
فَارِدٌ [fârid] Eşcâr-ı sâ΄ireden başkaca alargada nâbit şecere ıtlâk olunur; yukâlu: شَجَرَةٌ فَارِدَةٌ أَيْ مُتَنَحِّيَةٌ يَعْنِي إِنْفَرَدَتْ عَنْ سَائِرِ الْأَشْجَارِ Ve sürüden başkaca olan âhûya ıtlâk olunur; yukâlu: ظَبْيَةٌ فَارِدٌ أَيْ مُنْفَرِدَةٌ عَنِ الْقَطِيعِ Ve
فَارِدٌ [Fârid] bir mevziʹ adıdır. Ve be-gâyet ebyaz ve aʹlâ olan şekere denir; yukâlu: سُكَّرٌ فَارِدٌ أَيْ أَجْوَدُ وَأَبْيَضُ Ve
فَارِدٌ [Fârid] Necd bilâdında bir dağın adıdır.
اَلْفَرَدُ [el-fered] (fethateynle) ve
اَلْفَرِيدُ [el-ferîd] (fâ’nın fethi ve râ’nın kesri ve meddiyle) Bunlar cümleten yalnız maʹnâsınadır, مُنْفَرِدٌ [munferid] gibi; yukâlu: ثَوْرٌ فَرْدٌ وَفَرِدٌ إِلَى آخِرِهِ Ve
فَارِدٌ [fârid] Şol âhûya derler ki sürüden ayrılmış ola. Ve
فَرِيدٌ [ferîd] Şol inciye derler ki ipliğe dizildikte ara yerine gayrı nesne dizilmiş ola. Baʹzılar eyitti: فَرِيدُ الدُّرِّ [ferîdu’d-durr] İncinin gâyet irilerine derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı