el-kunûʹ ~ اَلْكُنُوعُ

Kamus-ı Muhit - الكنوع maddesi

اَلْكُنُوعُ [el-kunûʹ] (رُجُوعٌ [rucûʹ] vezninde) Dertop yumulup büzülmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَعَ الشَّيْءَ كُنُوعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا انْقَبَضَ وَانْضَمَّ Ve karîb olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَعَ الْأَمْرُ إِذَا قَرُبَ Ve bir nesneye tamaʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَعَ فِيهِ إِذَا طَمِعَ Ve libâsa sürünülen tîb eseri bulaşıp yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَعَ الْمِسْكُ بِالثَّوْبِ إِذَا لَزِقَ بِهِ Ve rıfk ve mülâyemet ve huzûʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَعَ إِلَيْهِ إِذَا خَضَعَ وَلاَنَ Ve yıldız tolunmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَعَ النَّجْمُ إِذَا مَالَ لِلْغُرُوبِ Ve bir nesneden korkup kaçmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَعَ عَنِ الْأَمْرِ إِذَا هَرَبَ وَجَبُنَ Ve bir adamın parmaklarına vurmakla kurutup ʹamelden alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَعَ أَصَابِعَهُ إِذَا ضَرَبَهَا فَأَيْبَسَهَا Ve yemîn eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَعَ بِاللهِ تَعَالَى إِذَا حَلَفَ Ve tavşancıl kuşu süzülüp inerken kanatlarını devşirip birbirine yanaştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَعَتِ الْعُقَابُ إِذَا ضَمَّتْ جَنَاحَيْهَا لِلْإِنْقِضَاضِ

Vankulu Lugatı - الكنوع maddesi

اَلْكُنُوعُ [el-kunûʹ] (zammeteynle) Bir yere munzamm olup munkabız olmak. Ve

كُنُوعٌ [kunûʹ] Kurb maʹnâsına da gelir; yukâlu: كَنَعَ الْأَمْرُ إِذَا قَرُبَ Ve yıldız dolunmağa meyl etmeğe dahi derler; yukâlu: كَنَعَ النَّجْمُ إِذَا مَالَ إِلَى الْغُرُوبِ Ve bir kimse huzûʹ ve mülâyemet üzere olmağa dahi derler; yukâlu: كَنَعَ الرَّجُلُ إِذَا خَضَعَ وَلَانَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı