en-nedf ~ اَلنَّدْفُ

Kamus-ı Muhit - الندف maddesi

اَلنَّدْفُ [en-nedf] (nûn’un fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Pamuk atmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَدَفَ الْقُطْنَ نَدْفًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَرَبَهُ بِالْمِنْدَفِ Ve

نَدْفٌ [nedf] ve

نَدَفَانٌ [nedefân] (fetehâtla) Davar yürürken ellerini tîz tîz almak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَدَفَتِ الدَّابَّةُ نَدْفًا وَنَدَفَانًا إِذَا أَسْرَعَتْ رَجْعَ يَدَيْهَا Ve cânver kısmı diliyle su içmek maʹnâsınadır, kedi ve köpek gibi; yukâlu: نَدَفَتِ السِّبَاعُ إِذَا شَرِبَتِ الْمَاءَ بِأَلْسِنَتِهَا Ve taʹâm ekl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَدَفَ الطَّعَامَ إِذَا أَكَلَهُ Ve sâz çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَدَفَ بِالْعُودِ إِذَا ضَرَبَ Ve parmak uçlarıyla süt sağmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَدَفَ الْحَالِبُ إِذَا فَطَرَ الضَّرَّةَ بِإِصْبَعِهِ Ve sehâb dâne dâne yağmur sepiştirmek ve külçe külçe kar dökmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: نَدَفَتِ السَّمَاءُ بِالْمَطَرِ إِذَا نَطَفَتْ وَيُقَالُ نَدَفَتْ بِالثَّلْجِ إِذَا رَمَتْ بِهِ Ve davarı şiddetle harıl harıl sürmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَدَفَ الدَّابَّةَ إِذَا سَاقَهَا عَنِيفًا

Vankulu Lugatı - الندف maddesi

اَلنَّدْفُ [en-nedf] (nûn’un fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Penbe atmak; yukâlu: نَدَفَ الْقُطْنَ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَرَبَهُ بِالْمِنْدَفَةِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı