Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre جَسَدٌ [cesed] جِسْمٌ [cism]den ahasstır, zevi’l-ʹukûle mahsûstur, lâkin جِسْمٌ [cism] ebʹâd-ı selâseyi müştemil olmakla sâ΄ir hayvân ve cemâdâta ıtlâk olunur. Pes sâ΄ire ıtlâkı teşbîh vechiyle olur. Ve جَسَدٌ [cesed] levn sâhibi olana ve جِسْمٌ [cism] su ve havâ gibi levni olmayana ıtlâk olunur. Bu cihetle dem ve zaʹferâna ıtlâk eylediler. İntehâ. Ve
جَسَدٌ [cesed] Zaʹferâna denir. Ve Benî İsrâ΄îl’in buzağısına ıtlâk olunur ki Sâmirî huliyyâttan düzüp Cibrîl-i Emîn hazretlerinin atı ayağı altından aldığı toprak bereketiyle mazhar-ı hayât olup ve ona ʹibâdet eylediler. Ke-mâ kâle taʹâlâ ﴿فَأَخْرَجَ لَهُمْ عِجْلاً جَسَدًا لَهُ خُوَارٌ﴾ Pes جَسَدٌ [cesed] kelimesi bedel olur. Baʹzılar ذَا جَسَدٍ ile te΄vîl eylediler. Ve
جَسَدٌ [cesed] Kurumuş kana ıtlâk olunur. Ve masdar olur, bir nesneye kan yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَسِدَ الدَّمُ بِهِ جَسَدًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا لَصِقَ بِهِ
اَلْجَسَدُ [el-cesed] (fethateynle) Beden; tekûlu minhu: تَجَسَّدَ كَمَا تَقُولُ مِنَ الْجِسْمِ تَجَسَّمَ Ve
جَسَدٌ [cesed] Zaʹferân misilli nesneye dahi derler ki onunla boya boyarlar. Ve
جَسَدٌ [cesed] Kana dahi derler. Ve
جَسَدٌ [cesed] Kezâlik masdar dahi gelir: جَسِدَ بِهِ الدَّمُ يَجْسَدُ den ki bâb-ı râbiʹdendir kan yapışmak maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı