sikket ~ سِكَّةٌ

Kamus-ı Muhit - سكة maddesi

اَلسِّكَّةُ [es-sikket] (sîn’in kesriyle) Darb-hâne sikkesine denir; yukâlu: هَذَا الدِّرْهَمُ فِي سِكَّةِ فُلَانٍ وَهِيَ حَدِيدَةٌ مَنْقُوشَةٌ تُضْرَبُ عَلَيْهَا الدَّرَاهِمُ Ve eşcâr taburuna denir ki mistarvârî sıra ile dikilmiş eşcârdan ʹibârettir; cemʹi سِكَاكٌ [sikâk]tır sîn’in kesriyle; ve minhu kavluhum ضَرَبُوا بُيُوتَهُمْ سِكَاكًا أَيْ صَفًّا وَاحِدًا Ve

سِكَّةٌ [sikket] Çiftçilerin saban demirine denir; yukâlu: شَقَّ الْأَرْضَ بِسِكَّةٍ وَهِيَ حَدِيدَةُ الْفَدَّانِ Ve doğru yola ve sokağa denir; ve minhu yukâlu: أَخَذَ الْأَمْرَ بِسِكَّتِهِ أَيْ فِي حِينِ إِمْكَانِهِ Şârihin beyânına göre cemʹi سِكَكٌ [sikek] gelir, سِدْرَةٌ [sidret] ve سِدَرٌ [sider] gibi. Miṡbâḩ’ta ve gayrıda اَلسِّكَّةُ اَلزُّقَاقُ ʹibâretiyle mersûmdur. Ve Muġrib’de زُقَاقٌ وَاسِعٌ ile müfesserdir. Ve bu maʹnâ سِكَّةٌ [sikket]-i şecerden me΄hûzdur.

Vankulu Lugatı - سكة maddesi

اَلسِّكَّةُ [es-sikket] (sîn’in kesriyle) Şol demirdir ki çiftçiler onunla yer sürerler ki ehl-i zirâʹat ona saban demiri derler. Ve

سِكَّةٌ [sikket] Hurmâ karaklarına derler ki yol yol dikilmiş ola; ve minhu kavluhum: خَيْرُ الْمَالِ مُهْرَةٌ مَأْمُورَةٌ أَوْ سِكَّةٌ مَأْبُورَةٌ Ve مُهْرَةٌ مَأْمُورَةٌ [muhret me΄mûret] kesîrü’n-nitâc olan at dölüne derler. Ve مَأْبُونٌ [me΄bûn] erkek hurmâ asılıp ıslâh olunan hurmâ ağacına derler. Ve Aṡmaʹî eyitti: سِكَّةٌ [sikket] ile murâd ʹArabların bu kelâmında saban demiridir ve مَأْبُونٌ [me΄bûn] ile murâd ıslâh olunmuş demirdir. Ve maksûd mâlın hayrlısı yâ nitâc yâhûd zerʹdir demektir. Ve

سِكَّةٌ [sikket] Sokağa dahi derler. Ve

سِكَّةٌ [sikket] Akçenin yüzünde olan nakşa dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı