siyy ~ سِيٌّ

Kamus-ı Muhit - سي maddesi

اَلسِّيُّ [es-siyy] (sîn’in kesriyle) Bu dahi misl ve müsâvî maʹnâsınadır; tesniyesi سِيَّانِ [siyyân]dır; yukâlu: مَا هُوَ بِسِيٍّ لَكَ أَيْ بِمِثْلٍ وَهُمَا سِيَّانِ أَيْ مِثْلَانِ Cemʹi أَسْوَاءٌ [esvâ΄] gelir; ve yukâlu: لَيْسَتِ الْمَرْأَةُ لَكَ بِسِيٍّ وَمَا هُنَّ لَكَ بِأَسْوَاءٍ أَيْ بِمِثْلٍ وَلَا أَمْثَالٍ Bunun aslı سِوَى idi vâv yâ’ya ibdâl olundu. Ve

سِيٌّ [siyy] Düz ve her tarafı berâber nesneye denir; yukâlu: مَكَانٌ سِيٌّ أَيْ مُسْتَوٍ يَعْنِي طَرَفَاهَا فِي الْمَسَافَةِ Ve düz ovaya ıtlâk olunur, فَلاَةٌ [felât] maʹnâsına. Ve bir mevziʹ adıdır. Ve tekûlu’l-ʹArab: وَقَعَ فِي سِيِّ رَأْسِهِ وَفِي سَوَاءِ رَأْسِهِ بِفَتْحِ السِّينِ فِي الْأَخِيرِ وَكَسْرِهَا أَيْ حُكْمِهِ مِنَ الْخَيْرِ أَوْ فِي قَدْرِ مَا يَغْمُرُ بِهِ رَأْسَهُ أَوْ فِي عَدَدِ شَعْرِهِ Mü΄ellif bu meseli “س،ن،ن” mâddesinde “وَقَعَ فِي سِنِّ رَأْسِهِ” أَيْ عَدَدِ شَعْرِهِ مِنَ الْخَيْرِ أَوْ فِيمَا شَاءَ وَاحْتَكَمَ ʹibâretiyle de zikr eylemişti.

Vankulu Lugatı - سي maddesi

اَلسِّيُّ [es-siyy] (sîn’in kesri ve yâ’nın teşdîdiyle) Tenaʹʹum ve refâhiyet maʹnâsına gelir; yukâlu: هُوَ فِي سِيِّ رَأْسِهِ وَفِي سَوَاءِ رَأْسِهِ إِذَا كَانَ فِي النِّعْمَةِ Ve Ebû ʹUbeyd eyitti: Gâh olur سِيُّ رَأْسٍ [siyyu re΄s]i baş kılının ʹadedince olan hayrla tefsîr ederler. Ve

سِيٌّ [Siyy] Arâzî-i ʹArabdan bir yerin dahi ismidir. Ve beyâbân maʹnâsına dahi gelir. Ve

سِيٌّ [siyy] Misl maʹnâsına dahi gelir.



Kamus Muhit ve Vankulu Ara

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı