Şârih der ki baʹzılar ʹindinde سِيبَوَيْهِ [Sîbeveyhi] سِي [sî] kelimesiyle ki Fârisîde otuz ʹadede denir, بويه [bûye] kelimesinden mürekkebdir ki بوي [bûy] ile hâ-i nisbetten mürekkeb olmakla otuz râyiha-i latîfe sâhibi demek olur ki kesretten kinâyedir. Ve muhaddisîn bâ’nın zamm ve meddi ve yâ’nın fethi ve hâ’nın vakfıyla tekellüm ederler. Pes bu kavl müfredât-ı Fârisiyyeye muvâfıktır. İntehâ. Ve
سِيبَوَيْهِ [Sîbeveyhi] Fukahâ-i Mıṡriyyeden Muḩammed b. Mûsâ lakabıdır.
سِيبَوَيْهِ [Sîbeveyhi] (sîn’in kesri ve meddiyle ve bâ’nın ve vâv’ın fethi ve hâ’nın kesriyle) Bu ve bunun emsâli kelimeler asvâtla terkîb olunup ism-i vâhid kılındıkta âhiri kesr üzere mebnî kılındı, غَاقِ [ġâḵi] gibi asvâta şebîh olduğundan ötürü. Ve bu خَمْسَةَ عَشَرَ ye mugâyir oldu, zîrâ خَمْسَةَ عَشَرَ nin âhiri savt olduğuna binâ΄en mebnî olmuş değildir. Ve hâlet-i tenkîrde سِيبَوَيْهِ münevven kılınır. Ve şol kimse ki هَذَا سِيبَوَيْهُ وَرَأَيْتُ سِيبَوَيْهَ diye, lâ-yansarıf iʹrâbı gibi muʹreb kıldı o onu tesniye ve cemʹ kılıp اَلسِّيبَوَيْهَانِ ve اَلسِّيبَوَيْهُونَ dedi, ammâ şol kimse ki onu muʹreb kılmadı, tesniyesinde ذَوَا سِيبَوَيْهِ ve كِلَاهُمَا سِيبَوَيْهِ ve cemʹinde ذَوُو سِيبَوَيْهِ ve كُلُّهُمْ سِيبَوَيْهِ dedi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı