اَلشَّوَارِبُ [eş-şevârib] شَارِبٌ [şârib]in cemʹidir. Ve
شَوَارِبُ [şevârib] Boğazda olan damarlara ıtlâk olunur ki hulkûma mülâsık olup bir uçları akciğere muttasıl olur. Ve boğaz içre olan su mecrâlarına denir ki مَرِيءٌ [merî΄] olacaktır. Ve
شَارِبٌ [şârib] Ricâlin üst dudağından ağıza doğru sarkan kıllar ile سَبَلَةٌ [sebelet]in iki tarafından çeneye doğru uzayan kıllara denir; ʹalâ-kavlin سَبَلَةٌ [sebelet]in mecmûʹuna شَارِبٌ [şârib] ıtlâk olunur, Türkîde bıyık taʹbîr olunur, Fârisîde bürût denir. Ve سَبَلَةٌ [sebelet] mü΄ellifin tefsîrine göre muhteliftir. Zemaḣşerî beyânına göre bıyığın uçlarına denir ki yanağa doğru uzun kıllardan ʹibârettir. Ve ümmehât-ı sâ΄irede ağıza sarkan kıllar ile müfesserdir, gûyâ ki ağızdan şürb eder hey΄etinde olduğu bâʹis-i tesmiyedir. Ve Benî Kilâb lügatında tarafeyn iʹtibârıyla tesniye olur. Ve
شَارِبٌ [şârib] Hayvânın vücûdunda olan zaʹf ve zebûnluk hâletine ıtlâk olunur, gûyâ ki o hâlet o hayvânın kanını ve kuvvetini şürb ve cezb eder; yukâlu: فِي بَعِيرِكَ شَارِبٌ أَيْ خَوَرٌ وَضَعْفٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı