şâ΄ir ~ شَاعِرٌ

Kamus-ı Muhit - شاعر maddesi

Miṡbâḩ’ın beyânına göre fâʹil fuʹalâ΄ üzere cemʹlenmek nâdirdir, عَاقِلٌ [ʹâḵil] ve عُقَلاَءُ [ʹuḵalâ΄] ve صَالِحٌ [ṡâliḩ] ve صُلَحَاءُ [ṡulaḩâ΄] ve ʹinde’l-baʹz بَارِحٌ [bâriḩ] ve بُرَحَاءُ [bureḩâ΄] şüzûz üzere geldiler. Ve شَاعِرٌ [şâʹir] bâb-ı hâmisten iken kıyâs vasfı faʹîl üzere gelmektir, شَرِيفٌ [şerîf] ve شُرَفَاءُ [şurefâ΄] gibi, lâkin habbe-i maʹhûde ismi olan شَعِيرٌ [şaʹîr]e iltibâs şâ΄ibesine mebnî fuʹalâ΄ üzere îrâd olundu. İntehâ. Ve

شَاعِرٌ [şâ΄ir]in ʹinde’l-ʹArab merâtib-i ʹadîdesi vardır: مُفْلِقٌ [mufliḵ] yaʹnî fasîh ve belîg ve mâhir olan şâʹire خِنْذِيذٌ [ḣinžîž] derler ki müntehâ-yı merâtibdir. Ondan dûn olanına شَاعِرٌ [şâʹir] derler. Baʹdehu musaggar bünyesiyle شُوَيْعِرٌ [şuveyʹir] derler, şâʹircik demektir. Baʹdehu شُعْرُورٌ [şuʹrûr] derler, tahvîl-i bünye ile عُصْفُورٌ [ʹuṡfûr] vezninde. Baʹdehu مُتَشَاعِرٌ [muteşâʹir] derler. Baʹdehu بَاعِرٌ [bâʹir] derler ki بَعْرٌ [baʹr]dan me΄hûzdur, bokçu demektir. Ve شَاعِرٌ [şâʹir] lafzı gâh olur ki شِعْرٌ [şiʹr] kelimesini te΄kîd ve mübâlaga için vasfen îrâd olunur; yukâlu: شِعْرٌ شَاعِرٌ أَيْ جَيِّدٌ كَمَا يُقَالُ لَيْلٌ لاَئِلٌ وَظِلٌّ ظَلِيلٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı