şeġâf ~ شَغَافٌ

Kamus-ı Muhit - شغاف maddesi

اَلشَّغَافُ [eş-şeġâf] (ġayn-ı muʹceme ile سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Yüreğin gılâfına denir ki yufkacık zardır, ʹalâ-kavlin perdesine denir ki yufkacık iç yağıdır, libâs gibi bürümüştür. Yâhûd حَبَّةُ الْقَلْبِ [ḩabbetu’l-ḵalb] ve سُوَيْدَاءُ [suveydâ΄] dedikleri dâneye denir ki nokta gibi kancağızdır, merdümek-i dîde-i dîldir, ʹalâ-kavlin balgam yatağına denir; yukâlu: أَصَابَ شَغَافُ قَلْبِهِ وَهُوَ غِلاَفُهُ أَوْ حِجَابُهُ أَوْ حَبَّتُهُ وَسُوَيْدَاؤُهُ أَوْ مَوْلِجُ الْبَلْغَمِ Ve

شَغَافٌ [şeġâf] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde ve غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Sağ yandan eyegülerin uçlarında olan kemirtleklerin altlarında hâdis olur bir ʹillettir. Ve karın ağrısına denir. Ve yürek شَغَافٌ [şeġâf]ına hâdis olan derd ve vecaʹa denir.

Vankulu Lugatı - شغاف maddesi

اَلشَّغَافُ [eş-şeġâf] Nüsah-ı Cevherî’de şîn’i fethle zabt etmişlerdir, egerçi سَوَافٌ [sevâf] tefsîrinde zikr olunan kâʹideye nazaran mazmûm olmak gerektir ki o kâʹide cemîʹ-i فُعَالٌ [fuʹâl] vezni üzere olan emrâzın evveli mazmûm olmaktır, pes شَغَافٌ [şeġâf] şol maraza derler ki eyegü uçlarının altında olur. Ve Ebû ʹUbeyd eyitti: Zikr olunan maraz sağ cânibde olur. Ve

شَغَافٌ [şeġâf] Kezâlik gılâf-ı kalbe dahi derler. Ve gılâf-ı kalb şol deridir ki yürek üzerinde perde gibi olmuştur; yukâlu: شَغِفَهُ الْحُبُّ أَيْ بَلَغَ شَغَافَهُ Ve kara΄e İbn ʹAbbâs: ﴿قَدْ شَغَفَهَا حُبًّا﴾ (يوسف، 30) Ve kâle fî tefsîrihi دَخَلَ حُبُّهُ تَحْتَ الشَّغَافِ Ve Cevherî’nin وَالشَّغَافُ أَيْضًا غِلَافُ الْقَلْبِ dediği maraz maʹnâsına olan شَغَافٌ [şeġâf]ın şîn’i meftûh olmasın müşʹirdir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı