اَلنِّيرُ [en-nîr] (nûn’un kesriyle) Kamış ve iplik ve ibrîşim destesine denir. Ve sevb sincefine denir, عَلَمُ الثَّوْبِ [ʹalemu’šamp;-šamp;evb] maʹnâsına, Fârisîde tırâz-ı câme derler; cemʹi أَنْيَارٌ [enyâr]dır. Ve bezin saçağına denir, هُدْبٌ [hudb] maʹnâsına ve argacına denir, لُحْمَةٌ [luḩmet] maʹnâsına. Ve çiftçi âlâtından cümle edevâtıyla boyunduruğa denir ki hey΄et-i mecmûʹası olacaktır; cemʹi أَنْيَارٌ [enyâr]dır ve نِيرَانٌ [nîrân]dır nûn’un kesriyle. Ve yolun bir cânibine ve sadrına, ʹalâ-kavlin câddesinde kesret-i sülûktan uzun uzadı yarık şeklinde olan tarîkaya denir; yukâlu: أَخَذُوا نِيرَ الطَّرِيقِ أَيْ جَانِبَهُ وَصَدْرَهُ أَوْ هُوَ أُخْدُودٌ وَاضِحٌ فِيهِ Ve
نِيرٌ [Nîr] Baġdâd kazâsında bir karye adıdır; muhaddisînden Ebû Caʹfer Aḩmed b. ʹAbdullâh oradandır. Ve Benî Ġâḋire yurdunda bir dağın ismidir.
اَلْأَنْيَارُ [el-enyâr] (hemzenin fethiyle) Kezâlik boyunduruklar maʹnâsına. Ve
نِيرٌ [nîr] Şol esere ve ʹalâmete derler ki onunla yol belli olur. Ve
نِيرٌ [Nîr] Benî Ġâḋire’ye mensûb bir dağın ismidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı