ilvâ΄ ~ إِلْوَاءٌ

Vankulu Lugatı - إلواء maddesi

اَلْإِلْوَاءُ [el-ilvâ΄] (hemzenin kesri ve elifin meddiyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: لَوَى رَأْسَهُ وَأَلْوَى بِرَأْسِهِ إِذَا أَمَالَ وَأَعْرَضَ Ve Bârî taʹâlânın ﴿وَإِنْ تَلْوُوا أَوْ تُعْرِضُوا﴾ (النساء، 135) kavlinde ki vâveyn’ledir, İbn ʹAbbâs eyitti: Murâd kâdîdir ki ehad-ı hasmeyn için öbüründen iʹrâz eder. Ve vâv-ı vâhide ile ve zamm-ı lâm’la dahi kırâ΄at etmişlerdir وَلِيتُ den müştakk olmak üzere. Mucâhid eyitti: maʹnâ إِنْ تَلْوُوا الشَّهَادَةَ فَتُقِيمُوهَا اَوْ تُعْرِضُوا عَنْهَا فَتَتْرُكُوهَا demektir. Ve

لَيٌّ [leyy] ve

إِلْوَاءٌ [ilvâ΄] Nâka kuyruğın salmağa dahi derler; yukâlu: لَوَتِ النَّاقَةُ ذَنَبَهَا وَأَلْوَتْ بِذَنَبِهَا إِذَا حَرَّكَتْهُ Hemze ile oldukta bâ’yla istiʹmâl olunur. Ve

لَيٌّ [leyy] Bir kimseyi gayrılar üzerine ihtiyâr etmek maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: لَوَيْتُهُ عَلَيْهِ إِذَا عَطَفْتَ Ve

إِلْوَاءٌ [ilvâ΄] Kum tükendiği yere dâhil olmağa dahi derler; yukâlu: أَلْوَى الْقَوْمُ إِذَا صَارُوا إِلَى لِوَى الرَّمْلِ وَسَيَجِيءُ تَفْسِيرُ لِوَى الرَّمْلِ إِنْ شَاءَ اللهُ وَيُقَالُ أَلْوَيْتُمْ فَانْزِلُوا Ve

إِلْوَاءٌ [ilvâ΄] Bir kimsenin hakkın alıp gitmeğe dahi derler; yukâlu: أَلْوَى فُلَانٌ بِحَقِّي إِذَا ذَهَبَ بِهِ Ve mutlakan alıp gitmeğe dahi derler; yukâlu: أَلْوَتْ بِهِ عَنْقَاءُ مُغْرِبٍ أَيْ ذَهَبَتْ بِهِ Ve مُغْرِبٌ [muġrib] mîm’in zammı ve râ’nın kesriyledir. Ve

إِلْوَاءٌ [ilvâ΄] Bir kimse giysisin tahrîk edip işâret etmeğe dahi derler; yukâlu: أَلْوَى بِثَوْبِهِ إِذَا لَمَعَ وَأَشَارَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı