ikfâ΄ ~ إِكْفَاءٌ

Kamus-ı Muhit - إكفاء maddesi

Mütercim der ki Ḣazreciyye sâhibinin beyânına göre إِكْفَاءٌ [ikfâ΄] muharrik olan harf-i revî mahrecde mütekârib olan harfe mukârin olmaktan ʹibârettir. İşbu: “زِيَادَةُ الْمَرْءِ فِي دُنْيَاهُ نُقْصَـانُ || وَرِبْحُهُ مَعْ ضِيَاعِ الْعُمْرِ إِحْرَامُ” beytinde olduğu gibi. Ve إِقْوَاءٌ [iḵvâ΄] hareke-i harf-i revî sıklette mütekârib olan harekeye mukârin olmaktan ʹibârettir ki bir beyitte zamme ve dîgerinde kesre ile îrâd olunmaktır. İntehâ. Ve

إِكْفَاءٌ [ikfâ΄] Develerin dölleri firâvân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَكْفَأَتِ الإِبِلُ إِذَا كَثُرَ نِتَاجُهَا Ve devenin tüy ve süt makûlesi menâfiʹini bir kimseye taʹyîn ve tefvîz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَكْفَأَ الرَّجُلُ إِبِلَهُ فُلاَنًا أَيْ جَعَلَ لَهُ مَنَافِعَهَا Ve haymeye zikr olunan كِفَاءٌ [kifâ΄] dedikleri perde çekmek maʹnâsınadır; tekûlu: أَكْفَأْتُ الْبَيْتَ أَيْ عَمِلْتُ لَهُ كِفَاءً

Vankulu Lugatı - إكفاء maddesi

اَلْإِكْفَاءُ [el-ikfâ΄] Haymenin ardına كِفَاءٌ [kifâ΄] dedikleri bezi çekmek; yukâlu: أَكْفَأْتُ الْبَيْتَ إِكْفَاءً Ve

إِكْفَاءٌ [ikfâ΄] Şiʹrin âhirinde olan kâfiyeleri gâh mîm ve gâh nûn ve gâh ḵâf ve gâh ṯâ gelmektir. Ve baʹzılar harf-i revînin hareketi muhtelif olmaktır dediler. Kisâ΄î eyitti: كَفَأْتُ derler çanağı başı aşağı kapasalar ve أَكْفَأْتُ derler bir cânibe eğip meyl ettirseler. Bu sebebden ötürüdür ki أَكْفَأْتُ الْقَوْسَ derler kaçan ok atarken yayın başın bir cânibe eğip meyl ettirseler. Ve devenin netâyicin ve menâfiʹin almak; yukâlu: أَكْفَأْتُ إِبِلِي كَفْأَتَيْنِ Kaçan ki yılın birisinde deve sürüsünün nısfın döle koyup öbür yıl nısf-ı âharın kosalar, nitekim yer zirâʹat etmede böyle ederler, bir yıl tohumu ekerler bir yıl ekmezler. Ve devenin bir kimseye menâfiʹin vermeğe dahi إِكْفَاءٌ [ikfâ΄] derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı