es-seḵûṯ ~ اَلسَّقُوطُ

Kamus-ı Muhit - السقوط maddesi

اَلسَّاقِطُ [es-sâḵiṯ] ve

اَلسَّقُوطُ [es-seḵûṯ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Vasflardır. Ve

سَاقِطٌ [sâḵiṯ] Hıyâr-ı fityândan maʹdûd olmayan denî ve fürû-mâye ve bî-iʹtibâr kimseye ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ سَاقِطٌ إِذَا كَانَ لاَ يُعَدُّ فِي خِيَارِ الْفِتْيَانِ Şârih der ki ʹArablar سَاقِطُ بْنُ مَاقِطِ بْنِ لاَقِطٍ derler; سَاقِطٌ [sâḵiṯ] مَاقِطٌ [mâḵiṯ]in kölesi ve لاَقِطٌ [lâḵiṯ] âzâde olmuş köleye denir. Ve

سَاقِطٌ [sâḵiṯ] Nâstan dâ΄imâ te΄ehhür eden kimseye ıtlâk olunur; yukâlu: فُلاَنٌ سَاقِطٌ أَيْ مُتَأَخِّرٌ عَنِ النَّاسِ

اَلسُّقُوطُ [es-suḵûṯ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلْمَسْقَطُ [el-mesḵaṯ] (مَطْلَبٌ [maṯlab] vezninde) Düşmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَقَطَ الشَّيْءُ سُقُوطًا وَمَسْقَطًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا وَقَعَ Ve veled anası karnından hurûc eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: سَقَطَ الْوَلَدُ مِنْ بَطْنِ أُمِّهِ إِذَا خَرَجَ Ve bunda وَقَعَ الْوَلَدُ demek câ΄iz değildir. Şârih der ki Zemaḣşerî dedi ki veled ölü doğdukta سَقَطَ الْوَلَدُ denir ve eğer diri doğarsa وَقَعَ الْوَلَدُ denir. Ve havânın harâreti basmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: سَقَطَ الْحَرُّ إِذَا أَقْبَلَ وَنَزَلَ Ve harr-ı havâ sâkin olmak maʹnâsına müstaʹmel olmakla azdâddan olur; tekûlu: سَقَطَ الْحَرُّ عَنَّا إِذَا أَقْلَعَ Ve bir kimse kelâmında hatâ eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: سَقَطَ فِي كَلاَمِهِ إِذَا أَخْطَأَ Ve bir mahalle konmak maʹnâsına müstaʹmeldir; tekûlu: سَقَطَ الْقَوْمُ إِلَيَّ إِذَا نَزَلُوا Ve bir kimseden zelle ve hatâ sâdır olsa سُقِطَ فِي يَدِهِ ve أُسْقِطَ فِي يَدِهِ derler, mechûl bünyesiyle; yukâlu: سُقِطَ فِي يَدِهِ وَأُسْقِطَ فِي يَدِهِ إِذَا زَلَّ وَأَخْطَأَ Kezâlik yukâlu: سُقِطَ فِي يَدِهِ إِذَا نَدِمَ ve yukâlu: سُقِطَ فِي يَدِهِ إِذَا تَحَيَّرَ

Vankulu Lugatı - السقوط maddesi

اَلسُّقُوطُ [es-suḵûṯ] (zammeteynle) Düşmek; yukâlu: سَقَطَ الشَّيْءُ مِنْ يَدِي سُقُوطًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve

سُقُوطٌ [suḵûṯ] Veled anası karnından düşmeğe dahi derler. Ḣalîl eyitti: سَقَطَ الْوَلُدُ مِنْ بَطْنِ أُمِّهِ derler, وَقَعَ demezler ve سُقِطَ فِي يَدَيْهِ derler نَدِمَ maʹnâsına, binâ-i mechûl üzere. Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَلَمَّا سُقِطَ فِي أَيْدِيهِمْ﴾ (الأعراف 149) قَالَ الْأَخْفَشُ وَقَرَأَ بَعْضُهُمْ سُقِطَ كَأَنَّهُ أَضْمَرَ النَّدَمَ وَجَوَّزَ أُسْقِطَ فِي يَدَيْهِ وَقَالَ أَبُو عَمْرٍو وَلَا يُقَالُ أُسْقِطَ بِالْأَلِفِ عَلَى مَا لَمْ يُسَمَّ فَاعِلُهُ وَأَحْمَدْ بِنْ يَحْيَى مِثْلَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı