اَلْآبِتُ [el-âbit] (نَابِتٌ [nâbit] vezninde) ve
اَلْأَبِتُ [el-ebit] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلْأَبْتُ [el-ebt] سَبْتٌ [sebt] vezninde ki fi’l-asl masdardır, pek ıssı ve germiyyetli güne denir; yukâlu: يَوْمٌ آبِتٌ وَأَبِتٌ وَأَبْتٌ أَيْ شَدِيدُ الْحَرِّ ve yukâlu: لَيْلَةٌ آبِتَةٌ وَأَبِتَةٌ وَأَبْتَةٌ أَيْ شَدِيدَةُ الْحَرِّ
اَلْأَبْتُ [el-ebt] (نَبْتٌ [nebt] vezninde) ve
اَلْأُبُوتُ [el-ubût] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Gün be-gâyet ıssı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبِتَ الْيَوْمُ وَأَبَتَ أَبْتًا وَأُبُوتًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَاْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا اشْتَدَّ حَرُّهُ Ve bir kimse suyu yâhûd gayrı nesneyi pek çok içmekle tulum gibi şişip kabarmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبِتَ الرَّجُلُ مِنَ الشَّرَابِ إِذَا انْتَفَخَ Ve
أَبْتٌ [ebt] Vasf olur, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْأَبْتُ [el-ebt] (hemzenin fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Gün ıssı olmak; yukâlu: أَبِتَ يَوْمُنَا يَأْبَتُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اشْتَدَّ حَرُّهَا Ve
أَبْتٌ [ebt] (kezâlik bâ’nın sükûnuyla) Issı gün maʹnâsına da gelir. Ve
اَلْأَبِتُ [el-ebit] (hemzenin fethi ve bâ’nın kesriyle) ve
اَلْآبِتُ [el-âbit] (hemzenin meddi ve bâ’nın kesriyle) Issı gün; yukâlu: يَوْمٌ آبِتٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı