اَلْإِجْتِنَاحُ [el-ictinâḩ] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi bir şey΄e yâhûd bir tarafa meyl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِجْتَنَحَ إِلَيْهِ بِمَعْنَى جَنَحَ Ve إِجْتِنَاحٌ فِي السُّجُودِ musallî secdede iki ellerinin ayalarına çöküp kollarını yere ferş eylemeyerek yerden yukarıca dirseklerini refʹ edip ve batnının iki tarafına kıstırmayarak koltuklarını koğuşça tutarak bi-ʹaynihi kanat şeklinde tutmak maʹnâsınadır ki bu vazʹ üzere emr-i şerʹî sâdır olmuştur; yukâlu: إِجْتَنَحَ السَّاجِدُ إِذَا اعْتَمَدَ عَلَى رَاحَتَيْهِ مُجَافِيًا لِذِرَاعَيْهِ غَيْرَ مُفْتَرِشِهِمَا Ve nâka sürʹatle yürümek, ʹalâ-kavlin şiddet-i sürʹat ü indifâʹından ayakları göğüsüne dokunarak tortop devşirilmiş gibi ensesi önüne dayanmak vech üzere yelmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِجْتَنَحَتِ النَّاقَةُ إِذَا أَسْرَعَتْ أَوْ كَانَ مُؤَخَّرُهَا مُسْنَدًا إِلَى مُقَدَّمِهَا لِشِدَّةِ انْدِفَاعِهَا Ve atta إِجْتِنَاحٌ [ictinâḩ] dâ΄imâ bir yanına doğru meyl ve iʹtimâd ederek seğirtmesinden ʹibârettir ki tek dizgin dedikleri at gibi ki kimi sağına ve kimi soluna iʹtimâd ederek seğirtir; yukâlu: يَجْتَنِحُ الْفَرَسُ إِذَا كَانَ حُضْرُهُ وَاحِدًا لِأَحَدِ شِقَّيْهِ يَجْتَنِحُ أَيْ يَعْتَمِدُ عَلَيْهِ فِي حُضْرِهِ
اَلْإِجْتِنَاحُ [el-ictinâḩ] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bi-maʹnâhu.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı