el-icmâʹ ~ اَلْإِجْمَاعُ

Kamus-ı Muhit - الإجماع maddesi

اَلْإِجْمَاعُ [el-icmâʹ] (hemzenin kesriyle) İttifâk maʹnâsınadır; yukâlu: أَجْمَعَ الْقَوْمُ عَلَيْهِ إِذَا اتَّفَقُوا Ve nâkanın mecmûʹ memelerinin başlarını çekip bir araya getirip bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَجْمَعَ النَّاقَةَ إِذَا صَرَّ أَخْلاَفَهَا جُمَعَ Mütercim der ki جُمَعُ [cumaʹ] lafzı عُمَرُ [ʹumer] vezninde ʹadl-i tahkîkî ve vasf-ı aslî ʹilletleriyle maʹdûl ve gayr-i munsarıftır, جُمْلَةٌ [cumlet] maʹnâsına. Ve

إِجْمَاعٌ [icmâʹ] Dağınık nesneyi biriktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَجْمَعَ أَمْرَهُ بَعْدَ تَفَرُّقِهِ إِذَا جَعَلَهُ جَمِيعًا Ve bir nesnenin tedârükünü görüp hâzırlamak maʹnâsınadır; tekûlu: أَجْمَعْتُ كَذَا أَيْ أَعْدَدْتُهُ Ve yaş nesneyi kurutmak maʹnâsınadır ki eczâsı nevʹan müctemiʹ olur; tekûlu: أَجْمَعْتُهُ إِذَا جَفَفْتَهُ وَأَيْبَسْتَهُ Ve bir işe ʹazm-i kalble kasd eylemek maʹnâsınadır ki cemʹ -i niyyeti müstelzimdir; tekûlu: أَجْمَعْتُ الْأَمْرَ وَعَلَيْهِ إِذَا عَزَمْتَ عَلَيْهِ Ve kavluhu taʹâlâ: ﴿فَأَجْمِعُوا أَمْرَكُمْ وَشُرَكَاءَكُمْ﴾ أَيْ وَادْعُوا شُرَكَائَكُمْ لِأَنَّهُ لاَ يُقَالُ أَجْمِعُوا شُرَكَائَكُمْ أَوِ الْمَعْنَى أَجْمِعُوا مَعَ شُرَكَائِكُمْ عَلَى أَمْرِكُمْ Hitâb-ı mezbûr Nûḩ ʹaleyhi’s-selâm lisânındandır ki kavmine emr eylemiştir. Baʹzı müfessirîn شُرَكَائِكُمْ lafzını fiʹl-i mahzûfa mefʹûl iʹtibârıyla وَادْعُوا شُرَكَائَكُمْ takdîr eylediler, zîrâ إِجْمَاعٌ [icmâʹ] cemʹ eylemek maʹnâsından olursa أَجْمَعْتُ شُرَكَائِي demek câ΄iz değildir, belki جَمَعْتُ شُرَكَائِي denir. Ve eğer ʹazm maʹnâsına olursa, شُرَكَاء üzere ʹazîmet sahîh değildir, pes وَادْعُوا takdîrine muhtâcdır, hattâ Ubeyy radıyallâhu ʹanhu: “فَاجْمَعُوا أَمْرَكُمْ وَادْعُوا شُرَكَائَكُمْ” kırâ΄at eylediler. Ve ʹinde’l-baʹz وَأَوْمَعَ maʹnâsına olmakla hâsıl-ı maʹnâ istiʹâne ve takarrüb iddiʹâsında olduğunuz شُرَكَاء ile “Bi’l-maʹiyye benim izâle ve ihlâkıma dâ΄ir tertîb eylediğiniz maslahatınıza cidd ve ikdâm ile ʹazm yâhûd esbâbını cemʹ ve ihtişâd ile saʹy ve ihtimâm eyleyesiz” demek olur. Ve

إِجْمَاعٌ [icmâʹ] Yağmur her yere yağıp kaplamak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَجْمَعَ الْمَطَرُ الْأَرْضَ إِذَا سَالَ رَغَابُهَا وَجَهَادُهَا كُلُّهَا Ve develeri toplayıp cümlesini sürüp götürmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَجْمَعَ الْإِبِلَ إِذَا سَاقَهَا جَمِيعًا

Vankulu Lugatı - الإجماع maddesi

اَلْإِجْمَاعُ [el-icmâʹ] (hemzenin kesriyle) Nâkanın memesi başların bağlamak; yukâlu: أَجْمَعَ بِنَاقَتِهِ إِذَا صَرَّ أَخْلَافَهَا أَجْمَعَ Ve خِلْفٌ [ḣilf] ḣâ-i muʹceme ile meme başına derler. Ve صَرٌّ [ṡarr] ṡâd-ı mühmele ile bağlamak maʹnâsınadır. Ve Kisâ΄î eyitti: إِجْمَاعٌ [icmâʹ] ʹazm maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: أَجْمَعْتُ الْأَمِيرَ وَعَلَى الْأَمِيرِ إِذَا عَزَمْتَ عَلَيْهِ Ve

إِجْمَاعٌ [icmâʹ] Bir nesneyi tedârük edip bir yere getirmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَجْمِعْ أَمْرَكَ وَلَا تَدَعْهُ مُنْتَشِرًاVe ammâ Bârî taʹâlânın ﴿فَأَجْمِعُوا أَمْرَكُمْ وَشُرَكَاءَكُمْ﴾ (يونس 71) buyurduğu kavl-i şerîfi وَادْعُوا شُرَكَاءَكُمْ takdîrindedir, zîrâ أَجْمَعْتُ شُرَكَائِي demezler belki جَمَعْتُ derler. Ve

إِجْمَاعٌ [icmâʹ] Bir nesne dağılmış iken bir yere getirip cemʹ etmek.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı