el-ictihâr ~ اَلْإِجْتِهَارُ

Kamus-ı Muhit - الإجتهار maddesi

اَلْإِجْتِهَارُ [el-ictihâr] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi ʹaskeri çoğaltmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِجْتَهَرَ الْجَيْشَ إِذَا اسْتَكْثَرَهُمْ Ve hûb-likâ ve hoş-sûret insân ve sâ΄ir nesnenin hüsn ve hey΄eti hâtıra ʹaceb vermek maʹnâsınadır; yukâlu: إِجْتَهَرَ الشَّيْءُ إِذَا رَاعَهُ جَمَالُهُ وَهَيْئَتُهُ Ve kuyuyu ayırtlayıp pâk eylemek ʹalâ-kavlin bi’l-cümle suyunu çekmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِجْتَهَرَ الْبِئْرَ إِذَا نَقَّاهَا أَوْ نَزَحَهَا Ve bir şey΄in görünüşü büyük olmak maʹnâsınadır ki göze büyük görünmekten ʹibârettir; tekûlu: إِجْتَهَرْتُهُ إِذَا رَأَيْتَهُ عَظِيمَ الْمَرْآةِ Ve bir nesneyi aralıkta hâ΄il olmayarak âşikâre görmek maʹnâsınadır; tekûlu: إِجْتَهَرْتُهُ إِذَا رَأَيْتَهُ بِلاَ حِجَابٍ بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ

Vankulu Lugatı - الإجتهار maddesi

اَلْإِجْتِهَارُ [el-ictihâr] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: إِجْتَهَرْتُ الْبِئْرَ أَيْ نَقَّيْتَهَا وَأَخْرَجْتَ مَا فِيهِ مِنَ الْحَمْأَةِ Ve

إِجْتِهَارٌ [ictihâr] Bir kimse gözüne ʹazîm görünmeğe dahi derler; yukâlu: إِجْتَهَرْتُهُ إِذَا رَأَيْتَهُ عَظِيمَ الْمَرْآةِ كَذَلِكَ الْجَيْشُ إِذَا كَثُرُوا فِي عَيْنِكَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı