اَلْإِجْرَاسُ [el-icrâs] (hemzenin kesriyle) Kuş uçarken kanatlarını seslendirmek maʹnâsınadır; tekûlu: أَجْرَسَ الطَّائِرُ إِذَا سَمِعْتَ صَوْتَ مَرِّهِ Ve deve süren kimse nagamât eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَجْرَسَ الْحَادِي إِذَا حَدَا Ve nisvânın pîrâyesi kığıştamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَجْرَسَ الْحَلْيُ إِذَا صَاتَ Ve yırtıcı cânver insân sesini işitmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَجْرَسَ السَّبُعُ إِذَا سَمِعَ جَرْسَ الْإِنْسَانِ
اَلْإِجْرَاسُ [el-icrâs] (hemzenin kesriyle) Kuş uçarken kanadının âvâz vermesi; tekûlu: أَجْرَسَ الطَّائِرُ إِذَا سَمِعْتَ صَوْتَ مَرِّهِ Ve مَرٌّ [merr] mîm’in fethiyle mürûr etmektir. Ve
إِجْرَاسٌ [icrâs] Kezâlik nisâ tâ΄ifesinin bezeği âvâz vermek; tekûlu: أَجْرَسَ الْحَلْيُ إِذَا سَمِعْتَ جَرْسَهُ ve yukâlu: أَجْرَسَنِي السَّبُعُ إِذَا سُمِعَ جَرْسُهُ Ve
إِجْرَاسٌ [icrâs] Deve süren kimse nagme etmeğe de derler; yukâlu: أَجْرَسَ الْحَادِي إِذَا حَدَا الْإِبِلَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı