اَلتَّعَجُّبُ [et-taʹaccub] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) ve
اَلْإِسْتِعْجَابُ [el-istiʹcâb] Tanlamak ve ʹacebe gelmek maʹnâsınadır; tekûlu: تَعَجَّبْتُ مِنْهُ وَاسْتَعْجَبْتُ مِنْهُ بِمَعْنَى عَجِبْتُ Ve
تَعَجُّبٌ [taʹaccub] Bir kimseyi hudʹa ile meftûn eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: تَعَجَّبَنِي فُلاَنٌ أَيْ تَصَبَّانِي
اَلْعَجَبُ [el-ʹaceb] (fethateynle) ve
اَلتَّعَجُّبُ [et-teʹaccub] (tâ’nın fethi ve cîm’in zammı ve teşdîdiyle) ve
اَلْإِسْتِعْجَابُ [el-istiʹcâb] Bir maʹnâyadır; yukâlu: عَجِبْتُ مِنْ كَذَا وَتَعَجَّبْتُ مِنْهُ وَاسْتَعْجَبْتُ بِمَعْنًى Ve عَجَبٌ [ʹaceb] ve عَجِيبٌ [ʹacîb] Cemʹ olunmazlar. Baʹzıları eyitti: عَجِيبٌ [ʹacîb]in cemʹi عَجَائِبُ [ʹacâ΄ib] gelir ve ammâ أَعَاجِيبُ [eʹâcîb] dedikleri gûyâ ki أُعْجُوبَةٌ [uʹcûbet]in cemʹidir, أَحَادِيثُ [eḩâdîšamp;] أُحْدُوثَةٌ [uḩdûšamp;et]in cemʹi olduğu gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı