اَلْإِسْتِنْصَالُ [el-istinṡâl] Havânın ıssılığı kedi otunun kılçıklarını أُنْصُولَةٌ [unṡûlet] kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَنْصَلَ الْحَرُّ السَّفَا إِذَا جَعَلَهُ أَنَاصِيلَ Ve istihrâc maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَنْصَلَ الشَّيْءَ إِذَا اسْتَخْرَجَهُ Ve kedi otunun kılçıklarını ve başağını rüzgâr savurup dökmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَنْصَلَ الْهَيْفُ السَّفَا إِذَا أَسْقَطَهُ
اَلْإِسْتِنْصَالُ [el-istinṡâl] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Kezâlik istihrâc maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَصَّلْتُ الشَّيْءَ وَاسْتَنْصَلْتُهُ إِذَا اسْتَخْرَجْتَهُ Ve
إِسْتِنْصَالٌ [istinṡâl] İskât maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: إِسْتَنْصَلَ الْهَيْفُ السَّفَا إِذَا أَسْقَطَتْهُ Ve هَيْفٌ [heyf] şol rüzgârdır ki ıssı eser, ona binâ΄en nebâtı kurutmakla maʹrûftur. Ve سَفَا [sefâ] sîn-i mühmele ile ve fâ ile بُهْمَى [buhmâ] demekle maʹrûf otun dikenidir. Ve bu makâmda sâhib-i Ṡurâḩسَفَا [sefâ]yı toprak maʹnâsına haml edip إِسْتَنْصَلَ الْهَيْفُ السَّفَا kelâmın tefsîrde “Efgend bâd-ı germ hâk-râ” demiştir galattır ve bizim kelâmımızı te΄yîd eder sâhib-i Ḵâmûs’un أَسْفَتِ الْبُهْمَى سَقَطَ سَفَاهَا dediği.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı