el-iṡâbet ~ اَلْإِصَابَةُ

Kamus-ı Muhit - الإصابة maddesi

اَلْإِصَابَةُ [el-iṡâbet] (hemzenin kesriyle) Bir nesneye gereği gibi doğruluğuna varıp erişmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَصَابَ السَّهْمُ الرَّمِيَّةَ إِذَا قَصَدَهَا وَلَمْ يَجُرْ Ve bir nesneyi aşağıya doğru indirmek maʹnâsınadır ki إِصْعَادٌ [iṡʹâd] mukâbilidir; yukâlu: أَصَابَهُ ضِدُّ أَصْعَدَهُ Ve bir savâb iş işlemek yâ bir savâb söz söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَصَابَ الرَّجُلُ إِذَا أَتَى بِالصَّوَابِ Ve صَوَابٌ [ṡavâb] murâd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَصَابَ الرَّجُلُ إِذَا أَرَادَ الصَّوَابَ Lâkin Miṡbâḩ’ta mutlak irâde ile müfesserdir; yukâlu: أَصَابَ الرَّجُلُ الشَّيْءَ إِذَا أَرَادَهُ Ve minhu kavluhum: أَصَابَ الصَّوَابَ فَأَخْطَأَ الْجَوَابَ Zâhiren mecâz olur. Ve bulmak, وِجْدَانٌ [vicdân] maʹnâsınadır; yukâlu: أَصَابَ الشَّيْءَ إِذَا وَجَدَهُ Ve istîsâl eylemek maʹnâsınadır ki bir nesneyi bi-tamâmihi ihlâk eylemekten ʹibârettir; yukâlu: أَصَابَهُ إِذَا اجْتَاحَهُ Ve bir kimseyi bir âfet ve musîbetle âzürde eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَصَابَ الدَّهْرُ بِنُفُوسِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ أَيْ فَجَعَهُمْ

Vankulu Lugatı - الإصابة maddesi

اَلْإِصَابَةُ [el-iṡâbet] (hemzenin kesriyle) Bulmak; yukâlu: أَصَابَهُ أَيْ وَجَدَهُ Ve musîbet-zede olmağa dahi derler; yukâlu: أَصَابَتْهُ مُصِيبَةٌ Ve savâb söylemeğe de derler; yukâlu: أَصَابَ فِي قَوْلِهِ Ve oku nişâna irgürmeğe dahi derler; yukâlu: أَصَابَ الْقِرْطَاسَ Yaʹnî “Oku nişân kâgıdına eriştirdi.”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı