el-işnâḵ ~ اَلْإِشْنَاقُ

Kamus-ı Muhit - الإشناق maddesi

اَلْإِشْنَاقُ [el-işnâḵ] (hemzenin kesriyle) Bu dahi devenin başını yular ile silkip geri tüskürtmekle yukarı kaldırtmak maʹnâsınadır. Ve bu maʹnâda lâzım olur, lâkin nâdirdir; yukâlu: أَشْنَقَ الْبَعِيرَ بِمَعْنَى شَنَقَهُ فَأَشْنَقَ ذَلِكَ الْبَعِيرُ نَادِرًا Ve kırbanın ağzını bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَشْنَقَ الْقِرْبَةَ إِذَا شَدَّهَا بِالشِّنَاقِ Ve merhem-bahâ almak, ʹalâ-kavlin bir kimse zimmetine merhem-bahâ vermesi lâzım olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَشْنَقَ الرَّجُلُ إِذَا أَخَذَ الْأَرْشَ أَوْ وَجَبَ عَلَيْهِ الْأَرْشُ Pes azdâddan olur, lâkin zıddiyyeti manzûrun fîhtir. Ve bir kimseye istîlâ ile havâle ve şer-gîr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَشْنَقَ عَلَيْهِ إِذَا تَطَاوَلَ

Vankulu Lugatı - الإشناق maddesi

اَلْإِشْنَاقُ [el-işnâḵ] (hemzenin kesriyle) Kırba ağzın bağlamak; tekûlu: أَشْنَقْتُ الْقِرْبَةَ إِذَا شَدَدْتَهَا بِالشِّنَاقِ Ve

إِشْنَاقٌ [işnâḵ] Deveyi üzerinde olan kimseye yularıyla tüskürmeğe de derler; yukâlu: أَشْنَقَ بَعِيرَهُ إِذَا كَفَّهُ بِزِمَامِهِ وَهُوَ رَاكِبُهُ Ve

إِشْنَاقٌ [işnâḵ] Deve kendi başın yukarı kaldırmağa da derler; yukâlu: أَشْنَقَ الْبَعِيرُ بِنَفْسِهِ يَتَعَدَّى وَلَا يَتَعَدَّى

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı