اَلتَّخْوِيَةُ [et-taḣviyet] (تَأْدِيَةٌ [te΄diyet] vezninde) Lohusa taʹâmı yapmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَوَّى الْمَرْأَةَ وَخَوَّى لَهَا إِذَا عَمِلَ لَهَا خَوِيَّةً Ve musallî secde hâletinde karnını yerden meydânlı ve pazılarını yanlarından açmak ve ayrık eylemek maʹnâsına müstaʹmel-i şerʹîdir, niteki nisvân bunun ʹaksini ederler ki ona إِحْتِفَازٌ [iḩtifâz] denir; yukâlu: خَوَّى الْمُصَلِّي فِي سُجُودِهِ إِذَا تَجَافَى وَفَرَّجَ مَا بَيْنَ عَضُدَيْهِ وَجَنْبَيْهِ Ve davar pek semirip tavlanmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَوَّى الْمَالُ إِذَا بَلَغَ غَايَةَ السِّمَنِ Ve bâdiye-nişînler bir ʹillet-i mahsûsaya giriftâr olan hatun için tennûr gibi bir çukur kazıp içine âteş yaktıktan sonra o hatunu onda oturtmak maʹnâsınadır; aʹrâb tîmârındandır, rîh ve fâlic ve nikrîs makûlesi ʹilletlere bu resme ʹilâc ederler; tekûlu: خَوَّيْتُ الْمَرْأَةَ إِذَا حَفَرْتَ حَفِيرَةً فَأَوْقَدْتَ فِيهَا ثُمَّ أَقْعَدْتَهَا فِيهَا لِدَاءٍ بِهَا
اَلتَّخْوِيَةُ [et-taḣviyet] (ʹalâ-vezni اَلتَّرْبِيَة [et-terbiyet]) Zikr olunan taʹâm işlemek; tekûlu: خَوَّيْتُ لَهَا تَخْوِيَةً إِذَا عَمِلْتَ لَهَا خَوِيَّةً يَأْكُلُهَا Ve
تَخْوِيَةٌ [taḣviyet] Deve çöktüğü yerde karnı yerdeırak etmeğe dahi derler; yukâlu: خَوَّى الْبَعِيرُ تَخْوِيَةً إِذَا جَافَى بَطْنُهُ عَنِ الْأَرْضِ فِي بُرُوكِهِ وَكَذَلِكَ الرَّجُلُ فِي سُجُودِهِ Ve
تَخْوِيَةٌ [taḣviyet] Yıldız dolunmağa meyl etmeğe dahi derler, yukâlu: خَوَّتِ النُّجُومُ إِذَا مَالَتْ لِلْمَغِيبِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı