اَلتَّخَرُّمُ [et-teḣarrum] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Mutâviʹdir, dikiş sökülüp yirilmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَرَّمَ الْخَرَزَةَ فَتَخَرَّمَتْ أَيْ فَصَمَهَا فَانْفَصَمَتْ Ve bir nesneyi bi-tamâmihi kesip ayırmak maʹnâsınadır. Bu münâsebetle bir tâ΄ifeyi bi’l-cümle istîsâl edip kökünü kesmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: تَخَرَّمَتِ الْمَنِيَّةُ الْقَوْمَ إِذَا اسْتَأْصَلَتْهُمْ وَاقْتَطَعَتْهُمْ Ve تَخَرُّمُ الزَّنْدِ [teḣarrumu’z-zend] bir adam bir kimseye zulm ve humk ile şer-gîr olmak maʹnâsından ʹibârettir; tekûlu: فُلَانٌ يَتَخَرَّمُ زَنْدُهُ أَيْ يَرْكَبُنَا بِالظُّلْمِ وَالْحُمْقِ
اَلتَّخَرُّمُ [et-teḣarrum] (fethateynle ve râ’nın zammı ve teşdîdiyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: إِخْتَرَمَهُمُ الدَّهْرُ وَتَخَرَّمَهُمْ أَيِ اقْتَطَعَهُمْ وَاسْتَأْصَلَهُمْ Ve
تَخَرُّمٌ [teḣarrum] Bir kimsenin gazabı sâkin olmak mahallinde dahi istiʹmâl olunur; yukâlu: تَخَرَّمَ زَبَدُ فُلَانٍ إِذَا سَكَنَ غَضَبُهُ Ve
تَخَرُّمٌ [teḣarrum] Ḣurremiyye tâ΄ifesinin dînine tâbiʹ olmağa dahi derler ki onlar ashâb-ı tenâsuh ve ibâhattır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı