et-teḣallul ~ اَلتَّخَلُّلُ

Kamus-ı Muhit - التخلل maddesi

اَلتَّخَلُّلُ [et-teḣallul] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Aralığa sokulmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَخَلَّلَهُمْ إِذَا دَخَلَ بَيْنَهُمْ Ve bir nesnenin ortasına işleyip geçmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَخَلَّلَ الشَّيْءُ فِيهِ إِذَا نَفَذَ فِيهِ Vanḵulu merhûm نَفَذَ lafzını gâlibâ ihmâlle bulduğundan bir nesne tamâm olmak maʹnâsına terceme eylemiştir. Ve

تَخَلُّلٌ [teḣallul] Yağmur her yere yağmayıp mahsûs bir yere yağmak maʹnâsınadır ki murâd baʹzı yere yağmaktır; yukâlu: تَخَلَّلَ الْمَطَرُ إِذَا خَصَّ وَلَمْ يَكُنْ عَامًّا Ve cemâʹatin aralığına girmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَخَلَّلَ الْقَوْمُ إِذَا دَخَلَ خِلَالَهُمْ Burada takdîr-i muzâfla خِلاَلَ دِيَارِهِمْ te΄vîl olunsa tekrârdan sâlim olur. Ve şâhların aralıklarından rutab araştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَخَلَّلَ الرُّطَبَ إِذَا طَلَبَ بَيْنَ خِلَالِ السَّعَفَ Ve mızrakla bir adama peyderpey dürtüştürmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَخَلَّلَ فُلَانًا بِالرُّمْحِ إِذَا طَعَنَهُ طَعْنَةً إِثْرَ أُخْرَى Ve خِلَالٌ [ḣilâl] ile diş aralıklarını ayırtlamak maʹnâsınadır; tekûlu: وَجَدْتُ فِي فَمِي خِلَّةً فَتَخَلَّلْتُ

Vankulu Lugatı - التخلل maddesi

اَلتَّخَلُّلُ [et-teḣallul] (fethateynle ve lâm-ı evvelin zammı ile) Baʹde’l-ekl خِلَالٌ [ḣilâl] ile dişi arıtmak. Ve bir nesne tamâm olmağa dahi derler; yukâlu: تَخَلَّلَ الشَّيْءُ إِذَا نَفَذَ Ve

تَخَلُّلٌ [teḣallul] Yağmur mahsûs bir yere yağıp ʹumûm üzere yağmağa dahi derler; yukâlu: تَخَلَّلَ الْمَطَرُ إِذَا خَصَّ وَلَمْ يَكُنْ عَامًّا Ve

تَخَلُّلٌ [teḣallul] Bir cemâʹatin arasına girmeğe dahi derler; tekûlu: تَخَلَّلْتُ الْقَوْمَ إِذَا دَخَلْتَ بَيْنَ خَلَلِهِمْ وَخِلَالِهِمْ Ve

تَخَلُّلٌ [teḣallul] خِلَالٌ [ḣilâl]lenmeğe dahi derler; tekûlu: تَخَلَّلْتُ إِذَا فَعَلْتَ التَّخْلِيلَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı