اَلتَّزَاوُرُ [et-tezâvur] (تَفَاعُلٌ [tefâʹul] vezninde) ve
اَلْإِزْوِرَارُ [el-izvirâr] (إِحْمِرَارٌ [iḩmirâr] vezninde) ve
اَلْإِزْوِيرَارُ [el-izvîrâr] (إِحْمِيرَارٌ [iḩmîrâr] vezninde) Bir nesneden sapıp ʹudûl ve inhirâf eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَزَاوَرَ عَنْهُ وَازْوَرَّ وَازْوَارَّ إِذَا عَدَلَ عَنْهُ وَانْحَرَفَ Ve
تَزَاوُرٌ [tezâvur] Ziyâret edişmek maʹnâsınadır; yukâlul: تَزَاوَرَ الْقَوْمُ إِذَا زَارَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا
اَلتَّزَاوُرُ [et-tezâvur] (tâ’nın fethi ve vâv’ın zammıyla) Kezâlik ʹudûl etmek maʹnâsına; yukâlu: تَزَاوَرَ عَنْهُ تَزَاوُرًا Ve Ḵur΄ân-ı ʹazîmde ki(الكهف 17)”تَزَّاوَرُ” kırâ΄at olunmuştur zâ’nın teşdîdiyle, تَتَزَاوَرُ den idgâm olunmuştur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı