et-teslîʹ ~ اَلتَّسْلِيعُ

Kamus-ı Muhit - التسليع maddesi

اَلتَّسْلِيعُ [et-teslîʹ] Ehl-i Câhiliyye’nin istiskâ΄ hengâmında icrâ eyledikleri ʹâdâttan bir ʹâdettir. Sûreti budur ki kaht ve cedb senelerinde zikr olunan سَلَعٌ [selaʹ] nâm nebâtla عُشَرٌ [ʹuşer] dedikleri nebâtı yaban öküzlerinin kuyruklarına bağlayıp uçlarını yaktıktan sonra bir yüksek dağdan aşağıya doğru salıverirler. Onlar da ellerinden kurtuldukları hevâsıyla ve kuyruklarının acısıyla telâş ve ıztırâb ederek aşağıya doğru sürʹat-ı tâmm ile firâr ederler. Ve kendileri bunların ensesinden istiskâ΄ ve istimtâr ederek koşup seğirtirler, gûyâ ki iştiʹâl-i merkûmu lemeʹân-ı berke tefe΄΄ül ederler. Cevherî tefsîr-i mezbûrda إِذَا عَلَّقُوهُ بِذُنَابَى الْبَقَرِ ʹibâretiyle sebt eylemekle galat eyledi, zîrâ ذُنَابَى kelimesi ذَنَبٌ maʹnâsına müfred olmakla savâb olan بِأَذْنَابِ الْبَقَرِ ʹunvânıyla olmaktır. Ve istişhâd eylediği beytte dokuz gûne galat vâkiʹdir. Şârih der ki ibtidâ el-kavlü’l-me΄nûs mü΄ellifin kelâmına göre yedinde olan nüsha-i sahîhada بِأَذْنَابِ الْبَقَرِ ʹibâretiyle mersûm olup sâniyâ cemʹden müfred ile taʹbîr vetîre-i meslûkedir, ke-mâ fî kavlihi taʹâlâ: ﴿وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ﴾ أَيِ الْأَدْبَارَ Ve mü΄ellif dahi “ز،ي،ف” mâddesinde وَالْحَمَامُ: جَرَّ الذُّنَابَى ve “ص،ي،د” mâddesinde وَالصِّيدُ: دَاءٌ يُصِيبُ الْإِبِلَ فَتَسْمُو بِرَأْسِهَا ʹibâretiyle sebt eylemiştir ki اَلْأَذْنَابَ ve رُؤُوسِهَا demek lâzım idi, izâfetler ise istigrâka mahmûl olur. Ve istişhâd olunan beyt ki budur: “لاَ دَرَّ دَرُّ رِجَالٍ خَابَ سَعْيُهُمْ || يَسْتَمْطِرُونَ لَدَى الْأَزْمَاتِ بِالْعُشَرِ || أَجَاعِلٌ أَنْتَ يَيْقُورًا مُسَلَّعَةً || ذَرِيعَةً لَكَ بَيْنَ اللهِ وَالْمَطَرِ” Mü΄ellif bunda dokuz gûne galat ʹazv eylemekle bir galatına ferd-i vâhid vâkıf olmamağın n’olaydı kendileri birini beyân eylemiş olalar idi, tecâvezallâhu ʹanhu ve ʹannâ.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı