اَلتَّسْبِيدُ [et-tesbîd] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) إِسْبَادٌ [isbâd] ile iki maʹnâda dahi mürâdiftir. Ve
تَسْبِيدٌ [tesbîd] Başa yağ sürünmeği terk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَبَّدَ الرَّجُلُ إِذَا تَرَكَ الْإِدِّهَانَ فِي رَأْسِهِ Ve kuş yavrusu tüylenmeğe başlamak maʹnâsınadır; yukâlu: سَبَّدَ الْفَرْخُ إِذَا بَدَا رِيشُهُ Ve tırâş olmuş başın kılları kabarıp bitmeğe yüz tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَبَّدَ الرَّجُلُ إِذَا بَدَا شَعْرُ رَأْسِهِ Ve başın saçını çözüp ıslattıktan sonra taramayıp ve örmeyip öylece hâli üzere terk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَبَّدَ رَأْسَهُ إِذَا سَرَّحَ شَعْرَهُ وَبَلَّهُ ثُمَّ تَرَكَهُ
اَلتَّسْبِيدُ [et-tesbîd] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Başın kılların tırâş etmek yâhûd dibinden kırkmak. Ve
تَسْبِيدٌ [tesbîd] Kezâlik yağlamağı terk etmek, terk-i إِدِّهَانٌ [iddihân] maʹnâsına. Ve fi’l-hadîsi: “قَدِمَ ابْنُ الْعَبَّاسِ مَكَّةَ مُسَبِّدًا رَأْسَهُ” Ve
تَسْبِيدٌ [tesbîd] Tırâş olmuş kıllar kararıp bitmeğe dahi derler; yukâlu: سَبَّد الشَّعْرُ بَعْدَ الْحَلْقِ إِذَا نَبَتَ وَاسْوَدَّ بَعْدَ الْحَلْقِ Ve
تَسْبِيدٌ [tesbîd] Yavru tüylenmeğe dahi derler; yukâlu: سَبَّدَ الْفَرْخُ إِذَا بَدَا رِيشُهُ وَشَوَّكَ Yaʹnî tüyleri bitip diken diken olsa.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı