اَلتَّعْضِيلُ [et-taʹḋîl] Bu dahi bir hatunu ere varmaktan zulmen menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَضَّلَ الْمَرْأَةَ بِمَعْنَى عَضَلَهَا Ve yer ehl-i meclise daralmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَضَّلَ الْمَكَانُ إِذَا ضَاقَ Ve bir yer nâsla dopdolu olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَضَّلَتِ الْأَرْضُ بِأَهْلِهَا إِذَا غَصَّتْ بِهِمْ Ve hatun ve sâ΄ir hayvân doğurmakta ʹusretlenmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَضَّلَتِ الْمَرْأَةُ وَالدَّجَاجَةُ وَغَيْرُهَا إِذَا عَسِرَ عَلَيْهَا
اَلتَّعْضِيلُ [et-taʹḋîl] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bir kimseyi bir husûsta tazyîk etmek; tekûlu: عَضَّلْتُ عَلَيْهِ تَعْضِيلًا إِذَا ضَيَّقْتَ عَلَيْهِ فِي أَمْرِهِ وَحُلْتَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ مَا يُرِيدُ Ve
تَعْضِيلٌ [taʹḋîl] Koyun doğurmada ıztırâb çekmeğe dahi derler; yukâlu: عَضَّلْتُ الشَّاةَ تَعْضِيلًا إِذَا نَشِبَ الْوَلَدُ فَلَمْ يَسْهُلْ مَخْرَجُهُ Ve ʹavrette dahi istiʹmâl olunur. Ve
تَعْضِيلٌ [taʹḋîl] Yer halkla dolmağa dahi derler; yukâlu: عَضَّلَتِ الْأَرْضُ بِأَهْلِهَا إِذَا غَصَّتْ أَيِ امْتَلَأَتْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı