et-taʹvîr ~ اَلتَّعْوِيرُ

Kamus-ı Muhit - التعوير maddesi

اَلتَّعْوِيرُ [et-taʹvîr] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bu dahi أَعْوَرُ [aʹver] kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَوَّرَ فُلاَنًا بِمَعْنَى أَعْوَرَهُ Ve bir hâcetli kimsenin hâcetine müsâʹade eylemeyip redd eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: عَوَّرَ فُلاَنًا إِذَا رَدَّهُ وَلَمْ يَقْضِ حَاجَتَهُ Ve ölçeği ve ölçülmüşü takdîr ve tahmîn eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَوَّرَ الْمَكَايِيلَ إِذَا قَدَّرَهَا Ve çoban mevâşîyi hoşça gözetmeyip ʹurza-i telef eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: عَوَّرَ الرَّاعِي الْغَنَمَ إِذَا عَرَّضَهَا لِلضِّيَاعِ

Vankulu Lugatı - التعوير maddesi

اَلتَّعْوِيرُ [et-taʹvîr] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Kör etmek. Ve pınarı batırmağa dahi derler; yukâlu: عَوَّرْتُ عَيْنَ الرَّكِيَّةِ إِذَا كَبَسْتَهَا Ve رَكِيَّةٌ [rekiyyet] râ-i mühmelenin fethi ve kâf’ın kesri ve yâ’nın teşdîdiyle derin olmayan kuyu.Ve كَبْسٌ [kebs] bâ-i muvahhade ve sîn-i mühmele ile yummak. Ve

تَعْوِيرٌ [taʹvîr] Bir kimsenin cânibinden yalan söylemek; yukâlu: عَوَّرْتُ عَنْ فُلَانٍ إِذَا كَذَبْتَ عَنْهُ وَرَدَدْتَ Ve mutlakan menʹ maʹnâsına da gelir; tekûlu: عَوَّرْتُهُ عَنِ الْأَمْرِ إِذَا صَرَفْتَهُ عَنْهُ Ebû ʹUbeyde eyitti: Kaçan su taleb eden kimseden su menʹ olunsa meselâ قَدْ عَوَّرْتَ شُرْبَهُ derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı