et-taʹḵîb ~ اَلتَّعْقِيبُ

Kamus-ı Muhit - التعقيب maddesi

اَلتَّعْقِيبُ [et-taʹḵîb] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) مُعَاقَبَةٌ [muʹâḵabet] maʹnâsınadır; yukâlu: عَقَّبَهُ تَعْقِيبًا بِمَعْنَى عَاقَبَهُ Ve عَرْفَجٌ [ʹarfec] nâm şecerin yemişi sararmak maʹnâsınadır. Ve عَرْفَجٌ [[ʹarfec]] sütleğen nevʹinden sâdec-i berrî ve Türkîde beşparmak taʹbîr olunan nebâttır; yukâlu: عَقَّبَ الْعَرْفَجُ إِذَا اصْفَرَّتْ ثَمَرَتُهُ Ve bir kimse düşman üzere sefer edip o sene zarfında tekrâr sefer eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَقَّبَ الرَّجُلُ إِذَا غَزَى عَلَى الْعَدُوِّ ثُمَّ ثَنَّى مِنْ سَنَتِهِ Ve mecd talebinde beri öte tereddüd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَقَّبَ فُلاَنٌ إِذَا تَرَدَّدَ فِي طَلَبِ الْمَجْدِ

Vankulu Lugatı - التعقيب maddesi

اَلتَّعْقِيبُ [et-taʹḵîb] (tâ’nın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla ve ḵâf’ın kesriyle) Kezâlik ʹakibince gelmek maʹnâsına. Ve

تَعْقِيبٌ [taʹḵîb] عَرْفَجٌ [ʹarfec] dedikleri otun yemişi sararıp kurumağa karîb olmasına da derler; yukâlu: عَقَّبَ الْعَرْفَجُ إِذَا اصْفَرَّتْ ثَمَرَتُهُ وَحَانَ يُبْسُهُ Ve عَرْفَجٌ [ʹarfec] çakır dikeni dedikleri dikendir. Ve

تَعْقِيبٌ [taʹḵîb] Bir kimse gazâ edip o sene içinde tekrâr gazâya varmak. Ve bir murâdın talebine varıp cidd ve saʹy etmektir; yukâlu: عَقَّبَ فِي الْأَمْرِ إِذَا تَرَدَّدَ فِي طَلَبِهِ مُجِدًّا Ve intizâr maʹnâsına da gelir; ke-kavlihi taʹâlâ: ﴿وَلَّى مُدْبِرًا وَلَمْ يُعَقِّبْ﴾ (النمل 10، القصص 31) أَيْ لَمْ يَعْطِفْ وَلَمْ يَنْتَظِرْ Ve

تَعْقِيبٌ [taʹḵîb] Namâzdan sonra duʹâ için yâ bir nesne talebi için oturmağa derler. Ve fi’l-hadîsi: “مَنْ عَقَّبَ فِي صَلَاةٍ فَهُوَ فِي الصَّلَاةِ” Ve istisnâ maʹnâsına da gelir; yukâlu: تَصَدَّقَ فُلَانٌ بِصَدَقَةٍ لَيْسَ فِيهَا تَعْقِيبٌ أَيِ اسْتِثْنَاءٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı