اَلرَّوَاحُ [er-revâḩ] ve
اَلرَّوَاحَةُ [er-revâḩat] (râ’ların fethiyle) ve
اَلرَّاحَةُ [er-râḩat] ve
اَلْمُرَايَحَةُ [el-murâyaḩat] (mîm’in zammıyla) ve
اَلرَّوِيحَةُ [er-revîḩat] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) Şey΄-i mechûle yakîn ve ıttılâʹ tahsîlinden nâşî sürûr ve neşât bulmağa denir. Mü΄ellifin serdi ve şârihin beyânı üzere bunlar ism-i masdarlardır. Lâkin مُرَايَحَةٌ [murâyaḩat] mufâʹale olmakla zâhiren ism olarak müstaʹmeldir. Ve رَوَاحٌ [revâḩ] ve رُؤُوحٌ [ru΄ûḩ] قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde ve رَاحٌ [râḩ] ve رِيَاحَةٌ [riyâḩat] كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde ondan masdarlardır; yukâlu: رَاحَ لِذَلِكَ اْلأَمْرِ يَرَاحُ رَوَاحًا وَرُؤُوحًا وَرَاحًا وَرِيَاحَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَشْرَفَ لَهُ وَفَرِحَ Ve
رَوَاحٌ [revâḩ] Akşam vaktine, ʹalâ-kavlin geceye kadar vakte denir ve tekûlu: رُحْنا رَوَاحًا وَتَرَوَّحْنَا أَيْ سِرْنَا فِيهِ أَوْ عَمِلْنَا ke-mâ zukire; ve yukâlu: خَرَجُوا بِرِيَاحٍ مِنَ الْعَشِيِّ وَرَوَاحٍ وَأَرْوَاحٍ أَيْ بِأَوَّلٍ Ve
رَوَاحٌ [revâḩ] رَوْحٌ [revḩ] gibi vakt-i mezbûrede bir yere gitmek maʹnâsınadır; tekûlu: رُحْتُ الْقَوْمَ وَإِلَيْهِمْ وَعِنْدَهُمْ رَوْحًا وَرَوَاحًا أَيْ ذَهَبْتُ إِلَيْهِمْ رَوَاحًا Ve ʹArablar “o işi ben kolaylıkla işlerim” diyecek yerde أَفْعَلُهُ فِي سَرَاحٍ وَرَوَاحٍ derler, فِي سُهُولَةٍ maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı