el-feḩîm ~ اَلْفَحِيمُ

Kamus-ı Muhit - الفحيم maddesi

اَلْفَحَمُ [el-feḩam] (fâ’nın ve ḩâ’nın fethiyle) ve

اَلْفَحْمُ [el-faḩm] (لَحْمٌ [laḩm] vezninde) ve

اَلْفَحِيمُ [el-feḩîm] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Kömüre denir; müfredi فَحْمَةٌ [faḩmet]tir, cemʹi فِحَامٌ [fiḩâm] gelir fâ’nın kesriyle ve فُحُومٌ [fuḩûm] gelir. Ve

فَحْمَةُاللَّيْلِ [faḩmetu’l-leyl] Gecenin evveli yâhûd pek karalığı yâhûd gurûb-ı şems ile insânın uykuya vardığı vaktin mâ-beynine ıtlâk olunur. Ve bu yaz gecelerine mahsûstur; tekûlu: أَتَيْتُهُ عِنْدَ فَحْمَةِ اللَّيْلِ أَيْ أَوَّلِهِ أَوْ أَشَدِّ سَوَادِهِ أَوْ مَا بَيْنَ غُرُوبِ الشَّمْسِ إِلَى نَوْمِ النَّاسِ Ve

فَحْمَةُ السَّحَرِ [faḩmetu’s-seḩar] Şafak-ı subh vaktinden ʹibârettir ki henüz sevâdı olur. Ve

فَحْمَةُ بْنُ جُمَيْرٍ [faḩmetu’bnu cumeyr] Nısfu’l-leyle ıtlâk olunur. Ve

فَحْمٌ [faḩm] Masdar olur, فَحْمَةُ اللَّيْلِ [faḩmetu’l-leyl] vaktinde şarâb içmek maʹnâsına; yukâlu: فَحَمَ الرَّجُلُ فَحْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا شَرِبَ فِي فَحْمَةِ الْعِشَاءِ Ve cevâba muktedir olmayıp dem-beste kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَحَمَ الرَّجُلُ إِذَا لَمْ يُطِقْ جَوَابًا

Vankulu Lugatı - الفحيم maddesi

اَلْفَحِيمُ [el-faḩîm] (fâ’nın fethi ve ḩâ’nın kesri ve meddiyle) Kezâlik kömür, فَحْمٌ [faḩm] maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı