اَلْفِدَاءُ [el-fidâ΄] (كِسَاءٌ [kisâ΄] vezninde) ve
اَلْفَدَى [el-fedâ] (عَلَى [ʹalâ] vezninde) ve
اَلْفِدَى [el-fidâ] (إِلَى [ilâ] vezninde) ve
اَلْفِدْيَةُ [el-fidyet] (فِتْيَةٌ [fityet] vezninde) Şol bedeldir ki onunla esîr yâhûd bir adamın bir mâddeden kendi nefsi tahlîs olunmak için iʹtâ oluna. Ve kefâret fidyesi maʹrûftur. Ve ʹArablar فِدْيَةٌ [fidyet] lafzını هِدْيَةٌ [hidyet] kelimesine tezvîc ve irdâf ederler; yekûlûne: خُذْ عَلَى هِدْيَتِكَ وَفِدْيَتِكَ أَيْ فِيمَا كُنْتَ فِيهِ Yaʹnî “Tarîkat-ı kadîmin ve bulunduğun hâl üzere ol” demektir.
اَلْفِدْيَةُ [el-fidyet] (fâ’nın kesri ve dâl’ın sükûnuyla) Fedâ maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı