اَلْفَخُّ [el-faḣḣ] (fâ’nın fethi ve ḣâ’nın teşdîdiyle) Fak ve kapan taʹbîr ettikleridir ki onunla kuş makûlesi sayd ederler. Cemʹi فِخَاخٌ [fiḣâḣ] gelir fâ’nın kesriyle ve فُخُوخٌ [fuḣûḣ] gelir. Ve
فَخٌّ [Faḣḣ] Mekke’de bir mevziʹ adıdır ki ʹAbdullâh b. ʹÖmer el- Fârûḵ radıyallâhu ʹanhumâ onda medfûndur. Ve
فَخٌّ [faḣḣ] Masdar olur, ayakların mefâsılı gevşeyip silkilenmek maʹnâsına, niteki فَخَّةٌ [faḣḣat] hâ’yla ve فَخَخٌ [feḣaḣ] fethateynle bu maʹnâyadır; yukâlu: فَخَّتْ رِجْلاَهُ فَخًّا وَفَخَّةً وَفَخَخًا إِذَا اسْتَرْخَتْ Ve
فَخٌّ [faḣḣ] ve
فَخِيخٌ [faḣîḣ] Uykuda pek pek muşuldamak maʹnâsınadır; yukâlu: فَخَّ النَّائِمُ فَخًّا وَفَخِيخًا إِذَا غَطَّ Ve râyiha her tarafa yayılmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَخَّتِ الرَّائِحَةُ إِذَا فَاخَتْ
اَلْفَخُّ [el-faḣḣ] (fâ’nın fethiyle) Bir nesnedir ki onunla kuş tutarlar, مِصْيَدَةٌ [miṡyadet] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı