el-furâdâ ~ اَلْفُرَادَى

Kamus-ı Muhit - الفرادى maddesi

اَلْفُرَادُ [el-furâd] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve

اَلْفِرَادُ [el-firâd] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) ve

اَلْفُرَادَى [el-furâdâ] (سُكَارَى [sukârâ] vezninde) ve

فُرَادَ [furâde] (رُبَاعَ [rubâʹa] vezninde) ve

فَرَادَ [ferâde] (fâ’nın fethiyle ikisi de gayr-i munsarıf olarak) ve

فَرْدَى [ferdâ] (سَكْرَى [sekrâ] vezninde) Birer birer demektir; yukâlu: جَاءَ الْقَوْمُ فُرَادَ وَفِرَادَ وَفُرَادَى وَفُرَادَ وَفَرَادَ وَفَرْدَى أَيْ وَاحِدًا بَعْدَ وَاحِدٍ Bunların müfredleri فَرَدٌ [fered] lafzıdır fethateynle ve فَرِدٌ [ferid] kelimesi كَتِفٌ [ketif] vezninde ve فَرِيدٌ [ferîd]dir ve فَرْدَانُ [ferdân]dır سَكْرَانُ [sekrân] vezninde. Müfredleri فَرْدٌ [ferd] olmak câ΄iz değildir ki fâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyladır. Gerçi nüshalarda فَرَادَ [ferâde] kelimesi dahi mevcûddur ki fâ’nın fethiyle gayr-i munsarıf olarak lâkin Baṡâ΄ir’de müsebbet değildir. ﴿وَلَقَدْ جِئْتُمُونَا فُرَادَى﴾ الآية kerîmesinin tefsîrinde siyag-ı mezbûreyi sebt edip ve فُرَادَ [ferâd] ʹunvânıyla kırâ΄at olunduğunu nakl eylemiştir ki fâ’nın zammıyla ثُلاَثَ [šamp;ulâšamp;e] ve رُبَاعَ [rubâʹa] sîğasına teşbîhen iʹrâb icrâ olunmamıştır. Ve فَرْدَى [ferdâ] مَرْضَى [merḋâ] gibi فَرِيدٌ [ferîd]in cemʹidir. Kezâlik فُرَادَى [furâdâ] أُسَارَى [usârâ] gibi فَرِيدٌ [ferîd]in cemʹidir ve baʹzılar bunun maʹdûliyyetine zâhib oldular.

Vankulu Lugatı - الفرادى maddesi

اَلْفُرَادَى [el-furâdâ] (fâ’nın zammı ve elifin kasrıyla) Kezâlik cemʹi, hilâf-ı kıyâs üzere, gûyâ ki bu فَرْدٌ [ferd]in cemʹidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı