el-fežž ~ اَلْفَذُّ

Kamus-ı Muhit - الفذ maddesi

اَلْفَذُّ [el-fežž] (fâ’nın fethi ve žâl’ın teşdîdiyle) Yalnız, ferd ve yegâne maʹnâsınadır. Cemʹi أَفْذَاذٌ [efžâž] ve فُذُوذٌ [fužûž] gelir; yukâlu: هُوَ فَذٌّ أَيْ فَرْدٌ Ve kumar oklarından evvelki oka ıtlâk olunur, bir nasîbi olmak hasebiyle. Şârihin beyânına göre mecmûʹu on oktur: فَذٌّ [fežž], تَوْأَمٌ [tev΄em], رَقِيبٌ [raḵîb], حِلْسٌ [ḩils], نَافِسٌ [nâfis], مُسْبِلٌ [musbil], مُعَلَّى [muʹallâ] Bunlar nasîblidir. سَفِيحٌ [sefîḩ], مَنِيحٌ [menîḩ], وَغْدٌ [vaġd] Bunlar bî-nasîbdir. Ve

فَذٌّ [fežž] Dağınık hurmâ dânelerinden her birine ıtlâk olunur ki birbirine yapışık olmaya. Ve

فَذٌّ [fežž] Masdar olur, tard-ı şedîd maʹnâsına; yukâlu: فَذَّهُ فَذًّا إِذَا طَرَدَهُ شَدِيدًا

Vankulu Lugatı - الفذ maddesi

اَلْفَذُّ [el-fežž] (fâ’nın fethi ve žâl’ın teşdîdiyle) Yalnız, münferid maʹnâsına; yukâlu: ذَهَبَا فَذَّيْنِ Ve

فَذٌّ [fežž] Kumar oklarının evveline derler ki o on oktur: Evveli فَذٌّ [fežž], ikincisi تَوْأَمٌ [tev΄em]dir tâ-i müsennâtla جَعْفَر [caʹfer] vezni üzere, üçüncüsü رَقِيبٌ [rakîb], dördüncüsü حِلْسٌ [ḩils]tir ḩâ-i mühmelenin kesri ve lâm’ın sükûnuyla, beşincisi نَافِسٌ [nâfis]tir nûn’la ve fâ ile, altıncısı مُسْبِلٌ [musbîl]dir mîm’in zammı ve sîn-i mühmelenin sükûnu ve bâ’nın kesriyle, yedincisi مُعَلَّى [muʹallâ]dır mîm’in zammı ve lâm’ın teşdîdiyle. Üçü dahi şol oklardır ki onların nasîbi yoktur ve onları biri سَفِيحٌ [sefîḩ]tir sîn-i mühmelenin fethi ve fâ’nın kesriyle ve biri dahi مَنِيحٌ [menîḩ]tir mîm’in fethi ve nûn’un kesriyle ve âhirlerinde ḩâ-i mühmele ile ve biri dahi وَغْدٌ [vaġd]dır vâv’ın fethi ve ġayn-ı muʹcemenin sükûnuyla ve dâl-ı mühmele ile. Ve

فَذٌّ [fežž] Müteferrik maʹnâsına da gelir; yukâlu: تَمْرٌ فَذٌّ أَيْ مُتَفَرِّقٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı