el-faḣt ~ اَلْفَخْتُ

Kamus-ı Muhit - الفخت maddesi

اَلْفَخْتُ [el-faḣt] (fâ’nın fethi ve ḣâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Ay aydınına denir, ضَوْءُ الْقَمَرِ maʹnâsına; tekûlu: جَلَسْنَا فِي الْفَخْتِ أَيْ فِي ضَوْءِ الْقَمَرِ Ve aşçı tencereden et parçası çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَخَتَ الطَّبَّاخُ إِذَا نَشَلَ الْفِدْرَةَ مِنَ الْقِدْرَةِ Ve

فَخْتٌ [faḣt] Kapana ve faka denir, فَخٌّ [faḣḣ] gibi. Ve evlerin tavanlarında olan değirmi değirmi deliklere denir ki ʹArab evlerine mahsûstur, murâd damlarında olan bacalardır ki onlardan içeriye şuʹle nüfûz eder, hamâm kubbelerinin bacaları gibi. Ve

فَخْتٌ [faḣt] Masdar olur, kesmek maʹnâsına; yukâlu: فَخَتَ الشَّيْءَ فَخْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا قَطَعَهُ Ve kabın kapağını kaldırıp açmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَخَتَ اْلإِنَاءَ إِذَا كَشَفَهُ Ve bir kimsenin başına kılıçla çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَخَتَ رَأْسَهُ بِالسَّيْفِ إِذَا ضَرَبَهُ Ve فَاخِتَةٌ [fâḣitet] dedikleri kuş ötmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَخَتَتِ الْفَاخِتَةُ إِذَا صَوَّتَتْ

Vankulu Lugatı - الفخت maddesi

اَلْفَخْتُ [el-faḣt] (fâ’nın fethi ve ḣâ’nın sükûnuyla) Ay aydını; yukâlu: جَلَسْنَا فِي الْفَخْتِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı