el-hekk ~ اَلْهَكُّ

Kamus-ı Muhit - الهك maddesi

اَلْهَكُّ [el-hekk] (دَكٌّ [dekk] vezninde) Âhestece zartalamak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّ الرَّجُلُ هَكًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا فَسَاVe kuş çımkırmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّ الطَّائِرُ إِذَا خَذَفَ بِذَرْقِهِVe devekuşu sağnamak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّ النَّعَامُ إِذَا سَلَحَ Ve sahk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّ الشَّيْءُ إِذَا سَحَقَهُ Ve kılıçla vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّهُ بِالسَّيْفِ إِذَا ضَرَبَهُ بِهِ Ve nebîz yâhûd bâde şâribini gereği gibi sarhoş eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّ النَّبِيذُ فُلَانًا إِذَا بَلَغَ مِنْهُ Ve memeden sütün mecmûʹunu sağıp çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّ اللَّبَنَ إِذَا اسْتَخْرَجَهُ Ve bir adamın gereği gibi ʹırzını yıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّ فُلَانًا إِذَا نَهَكَهُ Ve şiddetle yâhûd çok cimâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّ الْمَرْأَةَ إِذَا جَامَعَهَا شَدِيدًا أَوْ كَثِيرًا Ve

هَكٌّ [hekk] Fâsidü’l-ʹakl adama denir ki vasf olur; yukâlu: رَجُلٌ هَكٌّ أَيْ فَاسِدُ الْعَقْلِ Cemʹi هَكَكَةٌ [hekeket] gelir, fetehâtla ve أَهْكَاكٌ [ehkâk] gelir. Ve sağanaklı şedîd yağmura denir. Ve mızrakla peyderpey sançmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّهُ بِالرُّمْحِ إِذَا دَارَكَهُ بِالطَّعْنِ Ve kuyu obrulup çökmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَكَّش الْبِئْرُ إِذَا تَهَوَّرَتْ Ve

هَكٌّ [hekk] Toy kuşu ʹacele ile çımkırmak maʹnâsınadır, هَكِيكٌ [hekîk] gibi, ke-mâ se-yuzkeru. Ve iskât olunmak maʹnâsınadır; yukâlu: هُكَّ الشَّيْءُ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا أُسْقِطَ

Vankulu Lugatı - الهك maddesi

اَلْهَكُّ [el-hekk] (hâ’nın fethi vekâf’ın teşdîdiyle) Nebîz bir kimseye keyf vermek; yukâlu: هَكَّ فُلَانًا النَّبِيذُ إِذَا بَلَغَ مِنْهُ تَكَّهُ Ve تَكٌّ [tekk] tamâm-ı keyfe derler. Ve

هَكٌّ [hekk] Kuyu obrulmağa dahi derler, tehevvür-i bi΄r maʹnâsına. Ve kılıçla vurmağa dahi derler; yukâlu: هَكَّهُ بِالسَّيْفِ إِذَا ضَرَبَهُ بِهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı