el-hevb ~ اَلْهَوْبُ

Kamus-ı Muhit - الهوب maddesi

اَلْهَوْبُ [el-hevb] (صَوْبٌ [ṡavb] vezninde) Iraklık, بُعْدٌ [buʹd] maʹnâsınadır. Bu maʹnâdandır ki ʹArablar “Filân kimseyi kanda olduğu bilinmez bir yerde bırakıp geldim” diyecek yerde تَرَكْتُهُ فِي هَوْبٍ دَابِرٍ derler. Ve bunda hâ’nın zammıyla da zebân-zeddir; ʹalâ-kavlin bunda savâb olan tâ-yı fevkiyye ile olmakla Cevherî bâ-yı muvahhade ile sebt eylemesi vehmdir. هَوْتٌ [hevt] arz-ı münhafidaya denir. Şârih der ki قِيلَ kelâmıyla Cevherî’yi tevhîm eylemek mülâyimce değildir. Ve

هَوْبٌ [hevb] Çok sözlü ahmak ve yâve-gû kişiye denir. Ve

هَوْبٌ [hevb] Âteşin ʹalevine denir, zebâne-i âteş maʹnâsına. Şârih der ki âteşin dahi ismidir.

Vankulu Lugatı - الهوب maddesi

اَلْهَوْبُ [el-hevb] (hâ’nın fethi ve zammıyla) Iraklık, buʹd maʹnâsınadır; tekûlu: “تَرَكْتُهُ فِي هَوْبٍ دَابِرٍ وَهُوبٍ دَابِرٍ” أَيْ بِحَيْثُ لَا يُدْرَى أَيْنَ هُوَ Ve

هَوْبٌ [hevb] (hâ’nın fethi ile) Şol recüle derler ki ahmak ve kesîrü’l-kelâm ola. Ve âteş germ olmak maʹnâsına da gelir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı