taḵṯîʹu’ş-şiʹr ~ تَقْطِيعُ الشِّعْرِ

Kamus-ı Muhit - تقطيع الشعر maddesi

اَلتَّقْطِيعُ [et-taḵṯîʹ] Kıtʹa kıtʹa ve pâre pâre kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَطَّعَهُ إِذَا قَطَعَهُ تَكْثِيرًا Ve قَطْعٌ [ḵaṯʹ] gibi biçilen câmenin biçimi bedene ve endâma uygun gelmek maʹnâsınadır; tekûlu: قَطَّعَنِيَ الثَّوْبُ أَيْ كَفَانِي لِتَقْطِيعِي Ve

تَقْطِيعُ الرَّجُلِ [taḵṯîʹu’r-recul] Kişinin kad ve kâmetine ıtlâk olunur. Bundan ıstılâhımızda kesim ile taʹbîr olunur; yukâlu: إِنَّهُ لَحَسَنُ التَّقْطِيعِ أَيِ الْحَسَنُ الْقَدِّ وَالْقَامَةِ Ve

تَقْطِيعُ الشِّعْرِ [taḵṯîʹu’ş-şiʹr] Şiʹri eczâ-yı ʹarûziyyesiyle yaʹnî أَفَاعِيلْ ve تَفَاعِيلْ ile cüz΄en fe-cüz΄en vezn eylemekten ʹibârettir. Ve

تَقْطِيعٌ [taḵṯîʹ] Karın sancılanmağa denir ki bağırsaklar pâre pâre doğranır kıyâs olunur. Ve bu ism olarak müstaʹmeldir; yukâlu: أَخَذَهُ تَقْطِيعُ بَطْنٍ أَيْ مَغَصٌ كَأَنَّ أَمْعَاءَهُ يَتَقَطَّعُ Ve at sâ΄ir yarış atlarını koşuda geçip savuşmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: قَطَّعَ فَرَسُهُ الْخَيْلَ إِذَا سَبَقَهَا Ve bir adama gûn-â-gûn ve bölük bölük ʹazâb ve işkence eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: قَطَّعَ اللهُ عَلَيْهِ الْعَذَابَ أَيْ لَوَّنَهُ وَجَزَّأَهُ Ve şarâba su katmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَطَّعَ الْخَمْرَ بِالْمَاءِ إِذَا مَزَجَهَا

Vankulu Lugatı - تقطيع الشعر maddesi

اَلتَّقْطِيعُ [et-taḵṯîʹ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) At ileri geçmektir; yukâlu: قَطَّعَ الْفَرَسُ الْخَيْلَ تَقْطِيعًا إِذَا خَلَّفَهَا وَمَضَى ve

تَقْطِيعٌ [taḵṯîʹ] Kesmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: قَطَّعْتُ الشَّيْءَ شُدِّدَ لِلْمُبَالَغَةِ Ve

تَقْطِيعُ الشِّعْرِ [taḵṯîʹu’ş-şiʹr] Şiʹri eczâ-yı ʹarûziyyesiyle vezn etmektir. Ve

تَقْطِيعٌ [taḵṯîʹ] Hastanın karnında olan buruya dahi derler, Ebû Naṡr rivâyeti üzere.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı