tekfîr ~ تَكْفِيرٌ

Kamus-ı Muhit - تكفير maddesi

اَلتَّكْفِيرُ [et-tekfîr] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bu dahi bir nesneyi setr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَفَّرَ الشَّيْءَ إِذَا سَتَرَهُ Ve günâhı setr ve izâle kılmak maʹnâsınadır, niteki sevâbı setr ve izâleye إِحْبَاطٌ [iḩbâṯ] denir; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿لَكَفَّرْنَا عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ﴾ أَيْ سَتَرْنَاهَا حَتَّى تَصِيرَ كَأَنْ لَمْ تَكُنْ Ve bir kimseye kemâl-i taʹzîmile huzuʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَفَرَ لَهُ إِذَا خَضَعَ Şârih der ki huzûʹ hey΄eti bir nesneyi setr eder hey΄etine şebîh olduğu için yâhûd bunun binâsı selb içindir, gûyâ ki taʹzîm ve huzûʹla selb-i küfrân eylemiş olur. Ve bir adamı şâh nasb eylediklerinde başına tâc giydirmek maʹnâsınadır; yukâlu: كُفِّرَ لِلْمَلِكِ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ أَيْ تُوِّجَ إِذَا رُئِيَ Ve

تَكْفِيرٌ [tekfîr] Tâcın ismidir, تَنْبِيتٌ [tenbît] نَبْتٌ [nebt]in ismi olduğu gibi. Ve حِنْثٌ [ḩinšamp;] lâzım gelen yemîn için keffâret vermek maʹnâsınadır; yukâlu: كَفَّرَ عَنْ يَمِينِهِ إِذَا أَعْطَى لَهَا الْكَفَّارَةَ

Vankulu Lugatı - تكفير maddesi

اَلتَّكْفِيرُ [et-tekfîr] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bir kimseye alçaklık gösterip huzûʹ ve huşûʹ etmek, nitekim kefere-i ra΄iyyet el göğüse koyup sîpâhîlerine huzûʹ ve huşûʹ ederler. Ve

تَكْفِيرٌ [tekfîr] Yemînde hınsla lâzım geleni işlemeğe de derler. Ve

تَكْفِيرٌ [tekfîr] Günâhı setr edip izâle etmeğe de derler, nitekim sevâbı izâle etmeğe إِحْبَاطٌ [iḩbâṯ] derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı