temeššul ~ تَمَثُّلٌ

Kamus-ı Muhit - تمثل maddesi

اَلتَّمَثُّلُ [et-temešamp;šamp;ul] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bu dahi mesel ve kıssa beyân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَثَّلَ الْحَدِيثَ وَبِالْحَدِيثِ بِمَعْنَى امْتَثَلَ Kâle’ş-şârih ve minhu kavlu Cerîr: “وَالتَّغْلِبِيُّ إِذَا تَنَحْنَحَ لِلْقِرَى || حَكَّ اسْتَهُ وَتَمَثَّلَ الْأَمْثَالَا” Ve

تَمَثُّلٌ [temešamp;šamp;ul] إِمْتِثَالٌ [imtišamp;âl] gibi bir münâsebetle mesel kasdıyla ebyât-ı selâse inşâd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَثَّلَ عِنْدَهُمْ مَثَلًا حَسَنًا إِذَا أَنْشَدَ بَيْتًا ثُمَّ آخَرَ ثُمَّ آخَرَ Şârih der ki mü΄ellifin sûret-i tefsîrinden ebyât-ı selâse inşâd olunmadıkça إِمْتِثَالٌ [imtišamp;âl] ve تَمَثُّلٌ [temešamp;šamp;ul] ıtlâk olunmayacağı münfehim olur, lâkin ümmehât-ı sâ΄irenin mantûku üzere mısrâʹ-ı vâhidde dahi müstaʹmeldir; ve minhu kavlu ʹÂ΄işe: كَانَ عَلَيْهِ السَّلَامُ يَتَمَثَّلُ بِقَوْلِ الشَّاعِرِ “وَيَأْتِيكَ بِالْأَخْبَارِ مَنْ لَمْ تَزَوَّدِ” Pes mü΄ellifin murâdı mutlakan müteʹaddid manzûme demek olur. Ve bu maʹnâda إِمْتِثَالٌ [imtišamp;âl] ve تَمَثُّلٌ [temešamp;šamp;ul] bi-nefsihi ve bâ΄ harfiyle müteʹaddî olur, ke-mâ fi’l-Esâs: هَذَا الْبَيْتُ مَثَلٌ نَتَمَثَّلُهُ عِنْدَنَا وَنَتَمَثَّلُ بِهِ وَنَمْتَثِلُهُ وَنَمْتَثِلُ بِهِ Ve mü΄ellif تَمَثُّلٌ [temešamp;šamp;ul] sûretlenmek ve bir şey΄in sûretine girmek maʹnâsına da vürûdunu ihmâl eyledi. Ve

تَمَثُّلٌ [temešamp;šamp;ul] Bir nesneyi yâ bir kelâmı mesel darb ve îrâd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَثَّلَ بِالشَّيْءِ إِذَا ضَرَبَهُ مَثَلًا ve yukâlu: هَذَا الْبَيْتُ مَثَلٌ يُتَمَثَّلُ بِهِ Ve kısâs almak maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَثَّلَ مِنْهُ إِذَا اقْتَصَّ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı